'Unutmalar Şehri' kitabının yazarı, hemşehrimiz Cevat Turan, gündemi meşgul eden olayları değerlendirdi:TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE Mİ (!) 18 Kasım 2017 Cumartesi günü memleketinde hemşehriyle buluşan Çorumlu Yazar Cevat Turan, sonmedya sitesinde son günlerde ülke gündemini meşgul eden olayları değerlendirdi.
1980 yılında gerçekleşen ve sonucu ülkeyi 12 Eylül darbesine götüren bir yakın dönemin romanını yazdım. Adı ‘Unutmalar Şehri’. Bu romanda Peter adı ile anlatılan, ancak gerçek adı Alexander Peck olan bir ajan var. Bu, Çorum’a incelemelere gittiğinde, o dönemin ve de her dönemin muhalefet partisinin il başkanı ile bir görüşmesi vardır. İl başkanı der ki, “Biz Amerika ile eşit siyasi ve ticari ilişkilerde bulunmayı tercih ederiz”… ve uzayıp gider. Bu sohbetin sonunda ajan yerinde rahat oturur ve şunu söyler il başkanına, “Sayın başkan, demokrasisi ve ekonomisi eşit olmayan ülkeler arasında eşit ilişkiyi beklemek çok iyimser bir talep olmaz mı? Size bu ay 198 milyon dolar hibe yapacağız. Biz bu parayı okyanus ötesinde çalışan insanlarımızın alın teriyle kazandıkları vergilerden vereceğiz. Bu durumda nasıl bir eşitlikten bahsedebilirsiniz ki” der. Bundan şunu anlatmaya çalışıyorum: Özgürlük ve demokrasi, beraberinde ekonomik büyümeyi ve gelirin artarak adaletli bölüşümü ile birlikte olur. Hukukun ve adaletin evrensel kurallara göre kurumsallaşması ile gerçekleşir. Biz nasıl sanayi devrimini ıskaladıysak, şimdi bilgi ve teknoloji devrimini de ıskalıyoruz. Biz meleklerin cinsiyetini tartışırken, elin oğlu-kızı insansız araçları ve başka gezegenlere yerleşmeyi araştırıyor. Bugün yalama basın birdenbire ulusalcı kesildi. Amerika’nın aslında dost olmadığını, bize sürekli kumpas ve komplo kurduğunu yazıp çiziyorlar. Sizin bugünkü parlamento başkanınızın bir dönem başında bulunduğu MTTB (Milli Türk Talebe Birliği), İstanbul Boğazı’na demir atan Amerikan 6. Filo’suna karşı “bu ülkeden defol git” diyen yurtsever-devrimci gençlere saldıran değil miydi? Onlara satırlarla, bıçaklarla, sopalarla saldırıp 6. Filo’yu koruyanlar kimdi? O yaralanan çocukların hepsi “Tam bağımsız Türkiye” diyorlardı. “Amerikan sömürgesine hayır” diyorlardı. 6 Mayıs 1972 sabahı bir ilkbahar günü Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde kimsenin canına kıymamış, bugün olsa ruhsatsız silah bulundurmaktan para cezasına, adam kaçırmaktan da birkaç yıl hapis yapıp çıkacak dal gibi fidanları idam ettiniz. Amerika o zaman da dost değildi, bugün de olamaz. Ülkeler arasında sadece ikili çıkar ilişkileri olur. Bunu bileceksiniz ve ona göre tedbirinizi alacaksınız. Benim lafım emperyalist ülkelere değil. Onlar çıkarlarının hadsizce gereğini yapıyorlar. Sorun onların işbirlikçilerinde ve üç kuruş dolar karşılığında ya da kendilerine tepsi içinde sunulan iktidar, makam, mevki karşısında ülkelerini satanlaradır. Şimdi Amerika mahkemelerinde ne olduğu tartışmalı bir karanlık adam tarafından kirli çamaşırlar dünyanın önüne seriliyor. Bağımlılık sadece ekonomik değil bugün. İçeride bir, dünyada hür olmak için bilime ve onun gösterdiği ışığın yolundan gitmeliyiz. Bunları başarırsak bağımsız bir ulus olabiliriz. Başaramaz isek, dünya ülkeleri arasında en arka sırada yerimizi alırız.(www.sonmedya.com.tr) |
369 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |