Emekli eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu, ‘Yaşadıkça Yaşananlar’da bizleri yine farklı bir yolculuğa çıkarıyor..
Mesajda 'TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK HAPİSANESİ' deniliyordu.. 31 Aralık 2017
2017 yılını uğurlamaya, yeni yıla da merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu, ‘YENİ YILI KARŞILAMAYA HAZIRLANIRKEN’’ adını verdiği yazısında okurlarını yine geçmişe götürecek.
31 Aralık 2017.. Ve bugün aynı zamanda 31 Aralık 2002 tarihinde yaşama veda eden merhum Gazeteci-Yazar Mahmut Tunaboylu’nun aramızdan ayrılışının 15.yılı.. Yani Müslüm Hocamızın sevgili oğlu Mahmut Tunaboylu’nun ölüm yıldönümü.. *** Ve 31 Aralık.. yani yeni yılın kapısının aralandığı gün.. Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu da bu kez ‘Yaşadıkça Yaşananlar’da bir yılbaşına, yani 31 Aralık tarihine doğru bir yolculuğa çıkıyor.. ‘Bilgisayarın başına geçmezden önce şöyle bir 2012 yılını gözden geçirerek, 2013 de nasıl bir Türkiye görmek istediğimi yazarak değil de bir beyin trafiği yapmayı uygun bulduğumu söyleyebilirim’ diye yazısını noktalayan Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu’nun yazısı şöyle:
Ailenin büyükleri yarın neler yapılacağı konusunda yemek sonrası konuşmalar yaparlardı. Konuşmalar sırasında hoşuma giden sözcük olarak sabahı seçmiştim. Yarınla sabah bana göre aynı anlamı taşımıyordu. Ama ne var ki aile büyükleri illa yarın derlerdi. Oğlum merhum Mahmut da küçüklüğünde iki dizinin üzerine gelir büyüklerin konuşmalarını dinlerdi. ‘ESAT MAHMUT’ İSMİ ÇIKTI KARŞIMIZA… Askerden aileme gönderdiğim mektupları okunduktan sonra kapar cebine kor, onu tanıyanlara bu babamın mektubu der dilinin döndüğü kadar kağıtlardaki bilgileri aktarırmış. Ben bunları izinli geldiğimde annesinden dinleyince, bu çocuk sanırım iyi bir gazeteci-yazar olacak demişimdir.
Onun 18 Ocak 1954'de Mecitözü'nün Bayındır Köyündeki öğretmen için yapılan lojmanda dünyaya gelişinden hemen sonra oğluma isim koyma işlemine geçtiğimizde çok sayıda ünlülerin isimlerini kağıtlara yazarak katladık ve üç defa kura çektik üçünde de Esat Mahmut ismi çıktı karşımıza. Ben biliyordum Esat Mahmut Karakurt’u amma ailem bilmiyordu. Nihayet oğlumun ismi Esat Mahmut olmuştu. Ünlülerden birisi olsun, adı gibi olsun diye arzuluyordum. Onu, yani Gazeteci-Yazar Merhum Mahmut Tunaboylu'yu 2002 yılının son gününde akşam saatlerinde o zaman ki Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi'nde kaybettik.
İşte o tarihten sonra bizim aile için uğurlanan yıl ile yeni yıl karşılaması diye bir kavram kalmadı. Geçen gün arşivi karıştırırken gözüme onun Ağır Ceza'da yargılanmasına neden olan yazı “MEZBAHADA KOYUNLAR AĞLAŞIRLARA SÜPER EMEKLİLİK YARAŞIR”ı bir kez daha gözden geçirdim. Olaylı yazı bazı basın mensubu arkadaşlarca pek dikkate alınmadı ise de Sınırı tanımayan gazeteciler örgütü (RSF) Mahmut’u arayarak yardımcı olabileceklerini bildirmişlerdi. Mahmut kendilerine teşekkür ederek beni benden iyi kimse savunamaz, yazıyı yazan benim gerekli savunmayı da yaparım demişti.
Yerel gazetelerde yazılanlar her nedense bir türlü Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerdeki gazete yöneticilerini zorunlu olmadıkça ilgilendirmez. Dünya duyduktan sonra sizi arayabilirler, ardından da hiç duyulmamış gibi haber yaparlar.
Uzun süre Ulusal Basının Çorum Muhabirliği'ni yapan bir kişi olarak zaman, zaman Anadolu Basını'na bakışın biraz daha olumlu yaklaşımlılık içersinde gelişmesini arzulamışımdır.
Milliyet Gazetesi'nin bir süre Çorum Muhabirliğini yürüttüm. Bu yazıyı kaleme alırken; BBC TÜRKÇE'den birkaç sözcükten oluşan mesaj aldım. Bilgisayarın başına geçmezden önce şöyle bir 2012 yılını gözden geçirerek, 2013 de nasıl bir Türkiye görmek istediğimi yazarak değil de bir beyin trafiği yapmayı uygun bulduğumu söyleyebilirim.
Ülkelerin beyin gücüne dün olduğu gibi yarında büyük bir ihtiyacı vardır.
Birkaç dakika olsa da, duygu yüklü sözcüklerin çoğunlukta olduğu bir yazıyı okudunuz. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum. |
458 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |