Eğitim-Sen Şube Yürütme Kurulu Başkanı Mustafa Gül, velileri 'öğrencime dokunma' anketine destek vermeye çağırdıÇOCUKLARIN EĞİTİM HAKKI VE TERCİHLERİ GASPEDİLİYOR..! 17 Mart 2018
Eğitim-Sen Çorum Şube Yürütme Kurulu Başkanı Mustafa Gül, TEOG kaldırılırken kamuoyunu ikna etmek için sunulan gerekçelerin geçerliliğini yitirdiğini söyledi. Eğitim-Sen Şube yönetimi tarafından yeni ortaöğretime geçiş sistemi hakkında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Şube Başkanı Gül, "Her öğrencinin istediği okul türünde ve istediği okulda eğitim alması temel bir insan hakkı iken bugün yaşananlar gençlerin geleceklerinin ve hayallerinin ellerinden alınmasından başka bir anlam taşımamaktadır. MEB yetkileri çocukların üstün çıkarları yerine başka bir amacı gerçekleştirmek için kullanmaktadır. Çocuklarımızın hayallerinin ve geleceklerinin ellerinden alınmaması için mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtmek isteriz" dedi. Mustafa Gül, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: YENİ ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ "5 Kasım 2017 tarihinde TEOG sistemi yerine öğrencilerin ortaöğretime nasıl geçeceğini açıklayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz var olan sistemin (TEOG) neden değiştirildiği sorusuna yanıt verirken, bazı konulara dikkat çekmişti. Ancak açıklamanın yapıldığı günden bugüne geçen süre içerisinde, TEOG kaldırılırken kamuoyunu ikna etmek için sunulan gerekçeler geçerliliğini yitirdi. NEDEN SADECE BAZI OKULLAR Sınavla öğrenci alan okulların, 14 Şubat 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle “fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, proje uygulayan eğitim kurumları ile mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programları” olarak belirlenmesi ile beraber tartışma kaçınılmaz olarak boyut değiştirmiştir. Proje okullarının kuruluşunu düzenleyen madde ve bu okullara öğretmen atanması ile ilgili madde beraber düşünüldüğünde proje okullarında çalışacak öğretmenlerin ancak siyasi iktidarın onayı ile bu okullara atanabileceği görülmektedir. Soru 2: Proje okullarının öğretmenlerinin belirlenmesinde siyasi iktidarın belirleyiciliği ortadan kaldırılacak mı? Soru 3: Proje okullarının belirlenmesinde kamuoyu bilgilendirilecek mi? YENİ SİSTEM ÖZEL OKUL Liseye geçiş sisteminde yaşanan belirsizlik ve uygulanma usullerinin az da olsa ortaya çıkması 8. sınıf öğrencileri ve velilerinin kaygılarını her geçen gün artırmaktadır. Öncelikle özel okulların bu kaygı ortamından zarar gördüğünü veya olumsuz etkilendiğini ifade etmenin güç olduğunu belirtmek gerekir. 5 Kasım 2017 tarihinde uygulanacak yeni sistemin kamuoyu ile paylaşılmasının ardından Özel Okullar Birliği 9 Kasım 2017 tarihinde yapmış olduğu toplantı ve ardından da 14 Kasım 2017 tarihinde MEB ile yaptıkları görüşmenin ardından bir mutabakat oluştuğunu ve özel okullarında MEB tarafından Haziran ayında yapılacak merkezi sınav sonuçlarına göre öğrenci alacağı bilgisini kamuoyu ile paylaştılar. Özel okulların üç konuda taleplerinin olduğu basına yansımıştı: soru sayısının artırılması; soruların sadece 8. sınıf konularından oluşması ve üç yanlış sorunun bir doğru yanıtı sıfırlaması. MEB tarafından her üç konuda da olumlu yanıt verilmesi özel okulların yeni sisteme desteğini artırdı.
Öncelikle sorunun yanıtını vermek gerekiyor. Öğrenciler kendi istedikleri okulda ve istediği türde eğitim alma hakkına sahiptir. Yapılan kimi düzenlemelerle bu hakkın kullanımını engellemek veya sınırlandırmak kabul edilebilir bir durum değildir. Kentlerin semtlerinin ekonomik gelir durumuna gör farklılaştığı ve yoksullarla varlıklılar arasında bulunan uçurumun her geçen gün derinleştiği bir dönemde ve coğrafyada sanki okullar bu farklılaşmadan etkilenmiyor gibi düzenlemeler yapmak gerçekçi bir durum değildir. ORTAÖĞRETİM KAYIT ALANI 2018-2019 Öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanacak yeni ortaöğretime geçiş sisteminde öğrencilerin sınavla yerleşemeyecek % 90‘lık kesimi Ortaöğretim Kayıt Alanına göre yerleşecek. Sistem, oluşturulacak eğitim bölgesinde bulunan 9 okuldan 5 tercih yapan öğrencinin tercih ettiği okullardan birine yerleşmesini öngörüyor. NEDEN 9 OKUL? Herhangi bir MEB yetkilisinin bugüne kadar kamuoyuna sınavsız yerleşecek öğrencilerin neden 9 okul içerisinden tercih yapmak zorunda olduğuna dair tatmin edici bir açıklama yapmadığını belirtmek gerekir. 1.Neden 9 okul? 2.Neden 3 Anadolu lisesi, üç imam hatip lisesi, üç mesleki teknik Anadolu lisesi? 3.Veliler neden zorunlu olarak 5 okul tercih etmek zorunda? MEB tarafından 14 Şubat tarihinde yayınlanan yönetmelik genel olarak öğrencilerin 2018-2019 Öğretim Yılından itibaren ortaöğretim kurumlarına yerleşmenin esaslarını belirlemiş olsa da pek çok konu henüz netleşmiş değil. Öncelikle 9 okulun eşit sayıda okul türünden oluşmasının fiziki koşullarının olmadığını belirtmek gerekir. Farklı okul türlerinin sayısı ve coğrafi dağılımı dikkate alındığında bu yerleştirme sisteminin bu şekliyle uygulanmasının mümkün olmadığı görülecektir. İkinci olarak belirlenecek 9 okuldan 5 tercih yapmaya zorlanmak esasında “tercih” yapmanın mantığına aykırıdır. Normal koşullarda tercih yapılırken en fazla kaç okulun seçilebileceğinin belirtilmesi ve hangi okul türünden kaç okulun seçileceği tercihinin üst sınırı aşmamak koşuluyla öğrenci velisine bırakılması gerekmektedir. 9 okulun üç Anadolu lisesi, üç imam Hatip lisesi ve üç mesleki ve teknik Anadolu lisesi şeklinde dağılacağı dikkate alındığında, 5 tercih yapma zorunluluğunun aslında öğrencileri gitmek istemedikleri okul türlerine zorladığı anlaşılmaktadır. Bu durum, açık şekilde görülmektedir ki, öğrenciler kontenjanları boş kalan okullara yönetmelik marifetiyle yönlendirilmektedir. 5 Kasım 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanı tarafından altı kalınca çizilerek ifade edilen” Hiçbir öğrenci istemediği okula gitmeyecek.” İfadesi de doğal olarak geçerliliğini yitirmektedir. Bu durumun daha iyi anlaşılabilmesi için 14 Şubat tarihli Resmi Gazetede yayınlan Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler incelendiğinde; açık olarak algılanan, düzenlemenin belirleyici motivasyonu kontenjanları doldurmak ve sınavsız öğrenci alan okul türlerine öğrencilerin sayısal olarak dengeli dağıtılmaktır. Çelişkinin ve gerilimin oluştuğu nokta da tam olarak burasıdır. Bir tarafta öğrenciler, hayalleri, ilgileri, yetenekleri ve istekleri bulunmaktadır. Diğer tarafta da bunları dikkate almadan öğrencilerin hangi okullara gitmesi gerektiğini belirleyerek, kamu yönetimi yetkisini kendi hedefine ulaşmak için kullanan bir Bakanlık. Okulların coğrafi bütünlüğü ve öğrencilerin mezun olacakları ortaokullar düşünüldüğünde, lise tür ve sayılarının eşitsizliğinden kaynaklı çemberlerin oluşturulması mümkün görünmemektedir. Var olan okul sayı ve türleri dikkate alındığında, her çemberde üç okul türünden (Anadolu, Mesleki ve Teknik, İmam Hatip ) birer tane bulunacaksa, bu durum bazı okulların İmam Hatip Lisesine dönüşmesine neden olacak mıdır? Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Orta Öğretim Kayıt alanı içerisinde kaç okul olacağına dair bir belirleme yapılmamasına rağmen MEB yönetiminin içerisinde dokuz okul bulunan üçlü çember sistemi uygulanacağını ifade etmektedirler. Üçlü çember sistemi kim tarafından ve hangi yasal dayanakla üretilmiştir? Bir ilçe sınırları içerisinde toplam dokuz okul yoksa söz konusu ilçe başka ilçelerle beraber mi “Orta Öğretim Kayıt Alanı” oluşturacak? Öğrencilerin istemedikleri okul türlerine yerleşmesinin önünü açacak bu sistemin asıl hedefi nedir? TEOG kaldırılırken ortaya konulan gerekçelerden her hangi biri ortadan kalmış mıdır? 8.Öğrencilerin neden beş tercih yapmak zorundalar? Öğrenciler neden bir, iki veya üç tercih yapamamaktadır? Toplam dokuz okulun üçü Anadolu LİSESİ, üçü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve üç tanesi de İmam Hatip Lisesi olacaksa ve öğrenciler bu dokuz okuldan beş tanesini seçmek zorundaysa bu durumda öğrenciler istemediği okula zorlanmış olmuyor mu? MEB öğrencilerin istemediği okula gitmemesi konusunda samimiyse 5 tercih zorunluluğunu kaldırmayı düşünmekte midir? MEB okullaşma politikasını nasıl belirlemektedir? En büyük sınav kaosu haline gelen ortaöğretime geçiş sınavı ile ilgili (16 Mart 2018-1 Haziran 2018 tarihleri arasında) 'ÖĞRENCİME DOKUNMA!' kampanyamızı 16 Mart 2018 itibariyle Eğitim Sen Genel Merkezi basın açıklaması yaparak başlattı. Tüm illerde bu tarihten itibaren basına ve kamuoyuna açık basın açıklamaları/basın toplantıları şeklinde kamuoyunu bilgilendirici çalışmalar yürütülecektir. Tüm velilerimizin ankete katılarak düşüncelerini belirtmelerinin istiyoruz. İlk örnek dava önümüzdeki günlerde Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından açılacak ve dava dilekçesi web sayfasında paylaşılacaktır. İsteyen velilerimiz bu dilekçelerle davalarını açabileceklerdir. Her öğrencinin istediği okul türünde ve istediği okulda eğitim alması temel bir insan hakkı iken bugün yaşananlar gençlerin geleceklerinin ve hayallerinin ellerinden alınmasından başka bir anlam taşımamaktadır. Çocuklarımızın hayallerinin ve geleceklerinin ellerinden alınmaması için mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtmek isteriz.’ /BSGMEDYA.NET anket çalışmasına http://egitimsen.org.tr/ |
614 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |