KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Gül, OHAL'in bir an önce kaldırılmasını istedi
'İNSANCA YAŞAM VE
13 Nisan 2018 KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Gül, anayasa ve yasalarla teminat altına alınmış grev hakkı, sendikal hak ve özgürlüklerin OHAL'den istifade edilerek engellenmek istendiğini belirterek, OHAL'in bir an önce kaldırılmasını istedi. Mustafa Gül, yaptığı yazılı açıklamada; "Ülkenin ezici çoğunluğunu oluşturanlar olarak bizim ekmeğimizi her geçen gün küçültüp haklarımızı özgürlüklerimizi sınırlayan OHAL’e değil, demokrasiye, adalete, barışa, kardeşliğe, laik bir düzene ve seküler yaşama ihtiyacımız var" dedi.
KESK Dönem Sözcüsü Gül'ün açıklaması şöyle: "20 Temmuz 2016 tarihinden bugüne süren OHAL ile hukuksuzluğun, adaletsizliğin, emeği hedef alan saldırıların merkez üssü haline getirilen bir ülkede yaşıyoruz. Daha üç, beş yıl öncesine kadar ağızlarından ‘ileri demokrasi’ söylemini düşürmeyenler bugün anayasanın, hukukun ayaklar altına alındığı OHAL düzenine sımsıkı sarılmaktadırlar. OHAL’ i kaldırmak istememektedirler.. Çünkü ülkenin yasalarla değil, KHK’ ler ile yönetilir hale gelmesine itiraz eden herkesi susturmak, sindirmek için OHAL’le ayakta tutukları düzenine ihtiyaçları vardır. Yıllardır hayata geçirilen sermaye yanlısı, emek karşıtı düzen daha da acımasız bir biçimde sürdürülmektedir. Anayasa ve yasalarla teminat altına alınmış grev hakkını, sendikal hak ve özgürlükleri engellemek için ‘OHAL’den istifade ettiklerini’ kendileri de itiraf edilmektedir. Kamu alanını tasfiye etmek, kamu kurumlarını şirketleştirmek, biz kamu emekçilerini iktidarlarının kapıkulu haline getirmek, fiilen yok edilen iş güvencemizi kalıcı olarak ortadan kaldırmak, kamuda kuralsız, esnek, güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak, kariyer ve liyakati yok saymak, bizi performans tuzağı ile birbirimizin düşmanı haline getirmek için OHAL düzeni kullanılmaktadır. Ülkenin, halkın, işçilerin, emekçilerin bekası için değil, kendi iktidarlarının bekası için, fiili tek adam rejiminin kalıcı hale getirilmesi için OHAL’e ihtiyaçları olduğu açıktır. Eğer gerçekten, ülkenin, halkın bekasını düşünülüyorsa; 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasında tüm toplumun ve parlamentoda yer alsın almasın bütün siyasi partilerin darbe karşıtı tutumunun belirleyici olduğunu unutulmamalı. 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağını ortaya çıkarmak için adım atılarak darbelerin panzehiri olan gerçek bir demokrasinin hayat bulmasından yana derhal OHAL kaldırılarak tüm toplumda ve parlamentoda sağlanan darbe karşıtı tutuma sırtlarını dayayarak mücadele yürütülmelidir.
Ama bunlar yapılmadı, yapılmıyor. Bunların yerine parlamentoyu işlevsiz hale getirip, anayasa askıya alındı. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkeleri yerle bir edildi. OHAL yaşamımızın her hücresine müdahale etmenin aracı haline getirildi. Gece yarıları çıkarılan KHK’ler ile 110 bin kamu emekçisi hiçbir soruşturma ve mahkeme süreci olmadan sorgusuz, sualsiz işinden, ekmeğinden edildi. Darbe girişiminden bir yıl sonra kurulan araştırma komisyonu işlevini yerine getirememektedir. Hukukun en temel normlarını tepe taklak edilip masumiyet karinesini yok sayıldı. 15 Temmuz’dan sonra değil, en başından beri darbelere ve FETÖ tipi yapılanmalara karşı mücadele eden konfederasyonumuz KESK de hedefe konulmuştur. Kuruluşumuzdan bugüne sürdürdüğümüz emek ve demokrasi mücadelemiz herkes tarafından biliniyorken, Anayasa ve yasalarla, ülkemizin taraf olduğu uluslar arası sözleşme ve anlaşmalarla güvence altına alınmış sendikal hak ve özgürlüklerimizi kullanmamız ‘suç’ sayılmış, fişleme, suçlama ve ihbarcılık sistemini esas alarak bağlı sendikalarımız üyesi 4.218 kamu emekçisini işinden, ekmeğinden edilmiştir.
OHAL’ E DEĞİL DEMOKRASİYE ‘Bir iki aya kalmaz kaldırırız’, “vatandaşa değil, kendimize ilan ediyoruz” diyerek tam 6 defa uzatılan, 20 aydır sürdürdükleri anti demokratik, hukuksuz OHAL düzeni bir kez daha uzatılmak istenmektedir. ‘Rekor büyüme’ nutuklarına, çarpıtılmış TÜİK rakamlarına itibar etmeyen, Artan işsizliği, hayat pahalılığını iliklerine kadar yaşayan milyonlar, İster mavi yakalı ister beyaz yakalı olsun iki yakası bir araya gelmeyen, Ülkenin ezici çoğunluğunu oluşturanlar olarak bizim ekmeğimizi her geçen gün küçültüp haklarımızı özgürlüklerimizi sınırlayan OHAL’e değil, demokrasiye, adalete, barışa, kardeşliğe, laik bir düzene ve seküler yaşama ihtiyacımız var. Bunun için bugün Türkiye’nin dört bir yanında basın açıklaması yapan KESK’liler olarak İnsanca Yaşam ve İş Güvencemiz İçin OHAL’e Hayır! diyoruz. Demokrasiden, barıştan, hukuktan, adaletten, emeğin hakkını aldığı insanca bir yaşamdan yana olan herkesi; OHAL’in kaldırılması, KHK’lerin geri çekilmesi, Hukuksuzca ihraç edilen/açığa alınan tüm kamu emekçilerinin işlerine geri dönmelerinin sağlanması, Bugünden tezi yok içeride ve dışarıda barışçıl, laik ve demokratik ortamı sağlayacak adımların atılması mücadelesinde yan yana, omuz omuza olmaya çağırıyoruz." /BSGMEDYA.NET |
406 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |