• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle basın açıklaması düzenledi

  1.  ‘KAPİTALİZM  EN VAHŞİ
  2. HALİYLE HÜKÜM SÜRÜYOR’
  3.  

 

1 Mayıs 2020

1 Mayıs Uluslararası Emek ve Dayanışma Günü, Çorum'da düzenlenen basın açıklaması ile kutlandı.

Koronavirüs Salgını nedeniyle Kadeş Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına; CHP İl Başkanı Mehmet Tahtasız, Merkez İlçe Başkanı Ulaş Tokgöz, HDP İl Başkanı Şeref Karataş, Emek Partisi İl Başkanı Cafer Gökmen, KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, BES Şube Başkanı Emrah Azapçı, Tüm Bel Sen Şube Başkanı Nevzat Veldet, Tarım Orkam Sen Şube Başkanı Ali Türksal, DİSK/Emekli-Sen İl Temsilcisi Hikmet Aydın, ADD Şube Başkanı Uğur Demirer, Çorum Çağdaş Avukatlar Derneği Başkanı Av. Ahmet Özdel ve CHP İl Genel Meclisi Grup Başkanvekili Yıldız Bek katıldı.

 

 

  1. BASIN AÇIKLAMASINI
  2. HİKMET AYDIN OKUDU

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Adına DİSK Temsilcisi Hikmet Aydın tarafından okunan basın açıklamasında, “İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayısı bu sene Covid-19 koşullarında kutluyoruz. Tarihte ilk kez 1 Mayıs’ta dünya işçi sınıfı büyük kitleler halinde kentlerin merkezi meydanlarında buluşamadı. Ancak buna rağmen Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun ilan ettiği insan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik talepleriyle dünya emekçileri tek ses, tek yürek olacak.

 

  1.  
  2. YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN ŞART!

Çünkü neoliberal kapitalizm ülkemizi ve dünyamızı göz göre göre büyük bir felakete sürüklüyor. Bu düzen on yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmuyordu. Covid-19 salgını düzenin nasıl çürüdüğünü ve çöktüğünü en açık hali ile gösterdi” denildi.

Aydın, “Bu düzen salgına karşı işçileri, emekçileri, yoksulları ve ezilenlerin sağlığını işini, geçimini koruyamadı. Aksine sermayenin ve patronların çıkarları için akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayıldı.

Dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde sermaye/iktidarlar, temel hak ve özgürlükleri hedef alarak, halkın düzene karşı tepkilerini ve siyasi muhaliflerini daha fazla baskı altına alarak, demokrasiyi yok ederek, otoriter rejimleri sağlamlaştırarak salgını fırsata çeviriyor” ifadelerine yer verdi.

Hikmet Aydın, basın açıklamasının devamında şunları söyledi:

‘İşçilerin ölümü pahasına “çarklar dönecek” ısrarı ile virüs işyerlerinden ve toplu taşıma araçlarından evlerimize taşınıyor. Aklın ve bilimin söyledikleri değil bir avuç patronun çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi, hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı kararlara imza atıyor

Açılan paketlerde işverenlere her türlü destek ve hatta ücretsiz izin dayatma hakkı bile var ama işçi yok, emekçi yok, emekli yok, küçük esnaf yok, çiftçi yok, kadın yok, çocuk yok…

Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli, küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor. Sermaye için milyonluk paketler açıklanırken, AKP’nin yasa değişikliğiyle “ücretsiz izin” dayatılan işçiler 1168 TL ile yaşamaya mahkûm ediliyor. Milyonlarca insanın işinden olduğu bir dönemde KDV’li yüksek faturalar hane bütçelerini sarsmaya, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından faiz almaya devam ediyor.

Özel hastaneler kamunun hizmetine sunularak, tüm halkın sağlığı için devlet güvencesi sağlanmıyor. Zorunlu işlerde çalışan hekimlerin, sağlık ve belediye çalışanlarının, PTT ve kargo çalışanlarının sesine, taleplerine kulak verilmiyor. Marketlerden inşaatlara fabrikalardan madenlere üretim zorlaması can alıyor. Evde çalışmaya başlayan emekçiler için mesai hiç bitmiyor, 24 saate yayılıyor.

  1.  
  2. ‘KADINLARIN OMUZLARINDAKİ
  3. YÜK AĞIRLAŞIYOR’

Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan dokuz kişilik ‘Tarım ve Orman Bakanlığı COVİD-19 Komisyonu’nda üretici köylüleri ve Ziraat Mühendislerini temsilen kimse yoktur. Küçük üreticiyi görmeyen iktidar büyük tarım tekellerinin imkânlarını genişletmektedir. Virüs salgınıyla birlikte kıtlığa bağlı olarak temel gıda maddelerinin aşırı fiyatlanacağı günler uzakta değildir.

Çocukların ve aile büyüklerinin evde kalmasıyla kadınların omuzlarındaki yük ağırlaşıyor, evde şiddet haberleri giderek artıyor. İktidar bu ağır koşullarda yaşamda kalmaya çalışan halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almazken bir avuç patronun bir dediğini iki etmiyor. Onların vergileri indiriliyor, onların kredileri gevşetiliyor, onların yağma projeleri için ihaleler sürüyor, onların köprülerine yollarına hiç geçmesek de milyon dolalar akıtılıyor, doğamız, su kaynaklarımız, tarım alanlarımız salgın fırsatçılığı ile ranta, talana açılıyor.

Covid-19 salgını hepimize göstermiştir ki bu düzenin sahibi bir avuç ayrıcalıklı kesim ile Türkiye nüfusunun yüzde 99’unun çıkarları aynı değildir. Covid-19 salgını süresince halkın sağlığını, işini ve aşını korumak için alınması gereken önlemler bellidir:

Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalıdır. Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir. Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır.

 

 

  1. ‘YENİ BİR TOPLUMSAL
  2. DÜZENİ BİZ KURACAĞIZ’

Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır. Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde koruyucu ekipman başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.

Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, EYT’ liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

Aç ve muhtaç kalmamak için can çekişen tarıma, üretici köylülüğe nefes aldırmak ve halkın temel ihtiyacı olan gıda ürünlerinin ucuz ve temiz bir biçimde karşılanabilmesi için tarım destekleri artırılmalı, kapsamı genişletilmelidir. Aklın ve bilimin emrettiği bu önlemler büyük ölçüde alınmamaktadır. Çünkü ülkeyi yönetenler, yandaş patronları beslemeye ve siyasi rekabete odaklanmıştır. Halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almayan, alamayan iktidar, siyasi sorumluluğu üstlenerek hesap vermeli, ilk adım olarak sağlık, içişleri ve ekonomi bakanları istifa etmelidir. Bugün dünyanın da memleketin de sağlığı ve geleceği yeni bir toplumsal düzenin kurulmasına bağlıdır.

Sermaye değil halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzenin kurulması şarttır. İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen istiyoruz. Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği yeni bir toplumsal düzen istiyoruz. Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barış politikasının benimsendiği yeni bir toplumsal düzen istiyoruz. Halkın sağlığının, işinin ve geçiminin güvence altında olduğu yeni bir toplumsal düzen için 1 Mayıs’ta sesimizi yükseltiyoruz.

Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız! /BSGMEDYA




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

BİR KİTAP