BSGMEDYA Yazarı, Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslim Tunaboylu, ‘Yaşadıkça Yaşananlar’da yeni yılı yazdı
-
-
- 'ÜÇ DEFA KURA
- ÇEKTİK.. ÜÇÜNDE DE
- 'ESAT MAHMUT' ÇIKTI
-
-
- Müslim TUNABOYLU
- Emekli Eğitimci
- Gazeteci-Yazar
- SON YAZISI:YENİ BİR YILI DAHA
- KARŞILAMAYA HAZIRLANIRKEN..
-
-
- 27 Aralık 2020/
-
BSGMEDYA Yazarı, Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslim Tunaboylu, ‘Yaşadıkça Yaşananlar’da yeni yılı yazdı.
Yazısında; '2002 yılı Aralık ayının son günü aramızdan ayrılan oğlu merhum Gazeteci-Yazar Mahmut Tunaboylu ile ilgili bir anısını da anlatan Müslim Tunaboylu; 'Yaşadıkça Yaşananlar' başlığı altında kaleme aldığı yazısında, okurlarını bir kez daha yıllar öncesine götürdü.
-
- İŞTE, TUNABOYLU'NUN YAZISI:
Çocukluğumu anımsıyorum. Ailenin büyükleri yarın neler yapılacağı konusunda yemek sonrası konuşmalar yaparlardı. Konuşmalar sırasında hoşuma giden sözcük olarak sabahı seçmiştim. Yarınla sabah bana göre; aynı anlamı taşımıyordu. Ama ne var ki, aile büyükleri illa yarın derlerdi.
Onlara yanlış yapıyorsunuz sabah desenize diyemiyordum. Küçücüktüm konuşulanları ancak dinliyordum. Oğlum merhum Mahmut da küçüklüğünde iki dizinin üzerine gelir, büyüklerin konuşmalarını dinlerdi. Bir süre sonrada dinlediklerinin tümünü başlardı anlatmaya. O zaman henüz teyp denilen alıcılar yoktu. Biricik oğlum henüz okur yazar yaşta da değildi ki kağıt kalemle duyduklarını kaleme alsın. Onun beyni dolmaya hazır bir bant gibiydi sanırım.
-
- ÜNLÜLERDEN BİRİSİ OLSUN,
- ADI GİBİ OLSUN DİYE
- ARZULUYORDUM...
Askerden aileme gönderdiğim mektupları okunduktan sonra kapar cebine kor, onu tanıyanlara bu babamın mennuu der dilinin döndüğü kadar kağıtlardaki bilgileri aktarırmış. Ben bunları izinli geldiğimde annesinden dinleyince, bu çocuk sanırım iyi bir gazeteci-yazar olacak demişimdir.
Onun 18 Ocak 1954’de Mecitözü’nün Bayındır Köyü’ndeki öğretmen için yapılan lojmanda dünyaya gelişinden hemen sonra oğluma isim koyma işlemine geçtiğimizde çok sayıda ünlülerin isimlerini kağıtlara yazarak katladık ve üç defa kura çektik üçünde de Esat Mahmut ismi çıktı karşımıza.
Ben biliyordum Esat Mahmut Karakurt’u amma ailem bilmiyordu. Nihayet oğlumun ismi Esat Mahmut olmuştu. Ünlülerden birisi olsun, adı gibi olsun diye arzuluyordum.
Onu, yani Gazeteci-Yazar Merhum Mahmut Tunaboylu’yu 2002 yılının son gününde akşam saatlerinde o zaman ki Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi’nde kaybettik.
İşte o tarihten sonra bizim aile için uğurlanan yıl ile yeni yıl karşılaması diye bir kavram kalmadı.
Geçen gün arşivi karıştırırken gözüme onun Ağır Ceza’da yargılanmasına neden olan yazı “MEZBAHA DA KOYUNLAR AĞLAŞIR-..LARA SÜPER EMEKLİLİK YARAŞIR”ı bir kez daha gözden geçirdim.
Olaylı yazı bazı basın mensubu arkadaşlarca pek dikkate alınmadı ise de Sınırı Tanımayan Gazeteciler örgütü (RSF) Mahmut’u arayarak yardımcı olabileceklerini bildirmişlerdi. Mahmut kendilerine teşekkür ederek; ‘Beni benden iyi kimse savunamaz, yazıyı yazan benim gerekli savunmayı da yaparım.’ demişti.
-
-
- 'TÜRKİYE DÜNYANIN
- EN BÜYÜK HAPİSANESİ'
Yerel gazetelerde yazılanlar her nedense bir türlü Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerde ki gazete yöneticilerini zorunlu olmadıkça ilgilendirmez. Dünya duyduktan sonra sizi arayabilirler, ardından da hiç duyulmamış gibi haber yaparlar.
Uzun süre Ulusal Basının Çorum Muhabirliğini yapan bir kişi olarak zaman, zaman Anadolu Basınına bakışın biraz daha olumlu yaklaşımlılık içersinde gelişmesini arzulamışımdır.
Milliyet Gazetesi’nin bir süre Çorum Muhabirliğini yürüttüm. Telefonlar bugün ki gibi bol değildi. Bir maddi trafik kazasını bile gazeteye ulaştırabilmek için telefon başında beş altı saat beklediğimi bilirim. Merhum Abdi İpekçi ile birkaç kez sohbet etme olanağını bulmuştum. O, bana muhabir İstanbul da değil, Anadolu’ da lazım demişti. Taşraya bakışı mevcuda göre çok değişikti.
Bu yazıyı kaleme alırken BBC TÜRKÇE’den birkaç sözcükten oluşan mesaj aldım.
Mesajda “TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK HAPİSANESİ” diyor ve Türkiye de en az 42’si gazeteci 72 medya çalışanının tutuklu bulunduğu vurgulanıyordu.
-
- ‘BEYİN GÜCÜ;
- BANA GÖRE
- GAZETECİLERDİR’
Bilgisayarın başına geçmezden önce şöyle bir 2020 yılını gözden geçirerek, 2021’de nasıl bir Türkiye görmek istediğimi yazarak değil de bir beyin trafiği yapmayı uygun bulduğumu söyleyebilirim.
Ülkelerin beyin gücüne dün olduğu gibi yarında büyük bir ihtiyacı vardır. Bu beyin gücü bana göre gazetecilerdir. Her gün uğraşları okur önüne çıkarak hesap vermektir.
Hak ve Özgürlükler yıllardan beri tartışıla gelmektedir. Yönetimlerde görev alanlar, verilen görevin, yada yetkinin bir gün geri alınabileceğini bilmeli ve beyninin bir köşesine yerleştirmelidir.
Birkaç dakika olsa da, duygu yüklü sözcüklerin çoğunlukta olduğu bir yazıyı okudunuz. Önümüzdeki günlerde karşılayacağımız 2021 yılında her şeyden önce tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından bir an önce kurtulacağımızı ümit ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (Düzenleme:BSGMEDYA)
|