ADD Şube Başkanı Uğur Demirer, Atatürk’ün mirasına uygun olarak Türk Dil Kurumu’nun özerk yapısına kavuşturulmasını ve esas işlevine dönmesini isteyerek, “Eğitim ve bilim dili her düzeyde Türkçe olmalıdır” dedi
25 Eylül 2021 Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer, Atatürk’ün mirasına uygun olarak Türk Dil Kurumu’nun özerk yapısına kavuşturulmasını ve esas işlevine dönmesini isteyerek, “Eğitim ve bilim dili her düzeyde Türkçe olmalıdır” dedi. Türk Dil Bayramı’nın 89. yılı nedeniyle bir açıklama yapan Demirer, “Önderimiz Atatürk’ün en çok önem verdiği devrimlerden biri olan dil devrimimiz, çağdaşlaşma sürecimizde itici gücümüz olmuştur” ifadesini kullandı. ADD Şube Başkanı Demirer’in açıklaması şu şekilde: “Siyasal ve ulusal bağımsızlığımızın ayrılmaz parçası olan dil bağımsızlığımızı korumak ve onu geliştirmek temel görevlerimizdendir. Bu görevi; Atatürk, “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Sözüyle bize verilmiştir. Önderimiz Atatürk’ün en çok önem verdiği devrimlerden biri olan dil devrimimiz, çağdaşlaşma sürecimizde itici gücümüz olmuştur. Atatürk’ün dilimizin gelişmesi ve yabancı sözcüklerden arındırılması yolunda verdiği savaşımı bize örnek olmuş; bu savaşımın günümüzde de sürdürülmesi gerekliliği gözle görülür hale gelmiştir. Her fırsatta Atatürk Devrimi’ne saldıran siyasal iktidar; arı, duru ve ulusal benliğimizin göstergesi olan Türkçemize de, mirasçıları gibi, 12 Eylülcüler gibi saldırmakta, diğer saldırganlara göz yummakta, hatta onları desteklemektedir. Günümüzdeki uygulamalar, Türk Dil Kurumu’nu kapatanların; “devrim”, “barış” vb. sözcükleri yasaklatanların yaptıklarını aratmamaktadır. Dilimize teknolojiyle giren yabancı sözcüklerle savaşım bitmeden, Milli (!) eğitimde yapılan Arapça dayatması, ders kitaplarından Türkçe sözcüklerin ayıklanması ve yerlerine Arapça, Farsça sözcüklerin yerleştirilmesi, en üst kademedeki siyasetçilerin konuşmalarındaki yabancı sözcük sayısının neredeyse Türkçeyi geçmesi, Arapça tabelalara karşı çıkanlara gösterilen tepkiler, gelinen noktayı tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Arapça, Farsça, Osmanlıca sözcük ve tamlamalar havalarda uçuşmaktadır ve moda haline gelmiştir. Önderimiz Atatürk’ün inancı, direnci ve dil sevgisiyle bunlarla mücadele edeceğiz. Dilimizi unutanların; özünden, halkından uzaklaşanların düştüğü durumlar tarih kitaplarında yer almaktadır. Aynı hataları yapanları, Türkçenin, dünyanın en zengin dillerinden biri olduğunu unutanları, unutturmak isteyenleri uyarıyoruz ve diyoruz ki: Atatürk’ün mirasına uygun olarak Türk Dil Kurumu özerk yapısına kavuşturulmalı ve esas işlevine dönmelidir. Eğitim ve bilim dili her düzeyde Türkçe olmalıdır. Türkçe edebiyat ve kültür yayınlarına destek verilmelidir. Türkçenin, ekonomi, bilim ve ticaret dili olması yolunda çabalar arttırılmalıdır. “Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir.” Yani yerli ve milli olmanın yolu,boş sözlerden değil, uygulamalardan ve en önemlisi dilden geçer. Zengin dilimizi sevelim, koruyalım, geliştirelim, yayalım, yaşatalım. Dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaralım. Bu görev bizim. Dil Bayramımızın 89. yılı kutlu olsun!”/BSGMEDYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |