Eğitim İş Sendikası Çorum Şube Yönetim Kurulu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir mesaj yayınladı
7 Mart 2022 Eğitim İş Sendikası Çorum Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, 8 Mart 1857’de New York’lu 40 bin dokuma işçisi kadının yükselttikleri direnişten 2022 ye 165 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir kez daha ayrımcılık ve şiddete karşı eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının gölgesinde kaldığı dile getirildi. AKP iktidarı döneminde en büyük darbelerden birinin kadın hakları konusunda vurulduğuna dikkat çeken Eğitim İş Sendikası Çorum Şube Yönetim Kurulu, yayınladığı mesajında şu görüşlere yer verdi: ‘Yaşamın her alanına koşturan, evlerde yuvasını çekip çeviren anneler, hayatın bir parçası olarak çalışanlar, yeri geldiğinde de en azılı düşmanların işgaline karşı duran kahraman kadınlarımızın günüdür bu gün. Bir kadının, bir annenin yüzü gülmüyorsa kendisini değerli hissetmiyorsa, toplumdaki ve ailedeki yerine tam olarak kavuşmamışsa o toplumun huzurlu bir ortam olması mümkün değildir.
8 Mart 1857’de New York’lu 40 bin dokuma işçisi kadının yükselttikleri direnişten 2022 ye 165 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir kez daha ayrımcılık ve şiddete karşı eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının gölgesinde kalmaktadır. İktidara geldiği günden bu yana Türkiye'deki demokrasi ortamını giderek daraltan AKP, kuşkusuz en büyük darbelerden birini kadın hakları konusunda vurmuştur. Kadına nasıl giyineceğini, nasıl güleceğini, ne kadar doğuracağını dayatan, dayatabileceğini düşünen zihniyetin yönettiği 2022 Türkiye'sinde karşımıza çıkan acı tablo şudur: 2002 yılında 66 kadın cinayetlere kurban gitmişken, ardan geçen 20 yılda katledilen kadın sayısı 8 bine dayanmıştır. Kadına şiddet oranlarında OECD ülkeleri ortalaması yüzde 21,6 iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 38’dir. Tecavüzlere bile "orada ne işi vardı?" diye yorum yapan karanlık bir güruh türemiş, 2022 Türkiye'sinde kadınlar, maruz kaldıkları cinsel saldırıları duyurup, yargıya taşıyacakken bile hedef olmaktan korkar hale gelmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek, kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına ve katledilmesine ön ayak olunmuştur. "Kadının yeri evidir" diyen, onun dünyaya gelme amacının sadece çocuk doğurup yemek pişirmek olduğunu sanan çağdışı zihniyet, kadınların adeta hapsedildikleri evlerdeki emeklerini de değersizleştirmeye çalışmaktadır. Eğitim-İş olarak vurguluyoruz: Kadın-erkek eşitliği, sadece kadınların sorunu değil, uygarlaşmada bir eşiktir. Kız çocuklarının okumalarına ayrıca önem veren, onları sosyal hayata katan, onlara dünya ülkelerinin birçoğundan önce seçme ve seçilme hakkı vererek eşit bireyler olduğunu ilan eden Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyete yakışmayan tabloyu değiştirmek, Cumhuriyet devrimlerini rotası kabul eden her yurttaşın görevidir. Bu nedenle acilen: -İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin bir biçimde uygulanmalı, -Kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak tüm kadın ve erkeklerin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalı, -Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmeli, -Kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, -Kız çocuklarının okullaşma oranını artıracak önlemler alınmalı, Üyelerinin yüzde 60'a yakını kadın eğitim emekçilerinden oluşan Eğitim-İş olarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyor, bu mücadelede her zaman onlarla omuz omuza olacağımızın altını çiziyoruz.’/BSGMEDYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |