Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi
26 Mart 2022 Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, gerekli önlemlerin derhal alınmasını istedi. Bahçelievler Anadolu Lisesi’nde yaşanan elim olayı kınadıklarını belirten Ali Ekber Beyaz;’ okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri, öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda şiddeti azaltmak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Şiddetin hiçbir biçiminin toplumda ve okullarda kabul görmediğinin vurgulanması önemlidir.’ifadesinde bulundu. Ali Ekber Beyaz, açıklamasında şunları kaydetti: ‘Ülke olarak ekonomik anlamda bir çöküşün yaşandığı, günden güne açlığın yoksulluğun büyüdüğü günlerden geçiyoruz. Her alanda kendini hissettirmeye başlayan yönetilememe hali hukuksuzluğu teşvik eden bir dil ile bertaraf edilmeye çalışılıyor. Pahalılığın çözümü esnafı hain ilan ederek sağlık alanında yaşanan sorunlar doktorların ülke dışına sürülmesi şeklinde iktidar sahiplerince çözülmeye çalışılıyor. Yönetmekle, idare etmekle, planlamakla görevli makam sahipleri gözlerindeki ışıltıdan bahsederken, geniş halk kesimleri sorunlar altında boğulmaya devam ediyor.
Hakim iktidar dili kendini bir sosyal medya paylaşımı sonucunda öğretmenlik mesleğinin nasıl değersizleştirildiğine tekrar şahitlik etmemize neden oluyor. Ankara’daki özel bir lisede, bir öğrencinin tahtanın önünde ders anlatan öğretmeninin yanına gidip önce dans ederek, sonra öğretmenin yüzünü ellerinin arasına alarak yaptığı saygısızlık büyük tepki çekmiştir. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bu olay ile ilgili olarak her ne kadar soruşturma açılmış olsa da, öğretmenlere yönelik saygısızlık ve itibarsızlaştırma uygulamaları, iktidarın öğretmene bakışından ayrı değerlendirilemez. Devlet ya da özel okul ayrımı yapmaksızın görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan meslektaşlarımıza yapılan bu tür saygısızlıkların son yıllarda artmış olmasını iktidarın sorumluluk almayan/alamayan ve buna karşı hep sorumluluğu yarattığı mağdurların sırtına yıkan anlayışından ayırmak mümkün değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’deki kadar, öğretmenin ve öğretmenlik mesleğinin değerini adeta ayaklar altına alan, öğretmenlerin emeğini yok sayan bir iktidar ve eğitim yönetimi görmek mümkün değildir. Eğitim emekçilerinin çeşitli baskılarla sindirildiği, güvencesizlik, düşük ücret ve angarya çalışma uygulamalarıyla karşı karşıya bırakıldığı, eğitim hizmetlerinin “müşteri memnuniyeti” ilkesi çerçevesinde yürütüldüğü bir ülkede bu tür kabul edilemez olayların artacağı kaygısını taşıyoruz. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta ve işyerinde yer alan şiddet olgusu, eğitim kurumları olan okullarımızı da kuşatmış, çok sayıda meslektaşımız şiddetin hedefi haline gelmiş ya da getirilmiştir. Okullarda yaşanan şiddetin giderek artması, Türkiye’de eğitim sisteminin çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
Okullarda yaşanan şiddet olaylarının her geçen gün büyümesi, acil çözüm üretilmediği sürece olayların artarak devam edeceğinin işaretlerini vermektedir. İlköğretim okulları ve liselerde artan öğrenci kavgaları, bazı velilerin sorun çözmek adına okulu basmaları, öğretmen ve öğrencilere şiddet uygulanması gibi olaylar en son örneği ilimizde bulunan Bahçelievler Anadolu Lisesi’nde olduğu gibi artık olağan hale gelmiştir. Hakim iktidar dili ile yetişen ve sorunlu eğitim sistemimizin ürünü olan bir öğrenci eline aldığı silahla okuluna gelip, okulda görevli eğitim emekçileri ve kendi arkadaşlarını silahla hizaya getirme girişimine soyunabiliyor. Bu durumun çeşitli nedenleri vardır. Özellikle son yıllarda toplumdaki gelir adaletsizliğinin ve yoksullaşma oranının artması; göç nedeniyle başta büyük kentler olmak üzere çeşitli yerleşim birimlerinde oluşan kontrolsüz yapılaşma ve yerel düzeyde kendi yönetim düzeneklerini oluşturan mafya benzeri grupların sayısındaki artış; işsizlik olgusu, gelecek kaygısı ve gençler arasında sisteme dönük güvenin aşınması; kültürel yozlaşma ve yabancılaşma; kalabalık sınıflar; yazılı basının ve görsel medyanın şiddet unsurları içeren programlarındaki artış, ilk akla gelen nedenlerdir. Öncelikle kabul etmek gerekir ki okullarımızın sık sık şiddet haberleriyle gündeme gelmesinde başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerin, hatta toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusu, sonunda eğitim yuvaları olan okullarımızı da kuşatmış durumdadır. Son günlerde okullarda öğretmenlerin maruz kaldıkları şiddet olaylarını geleceğe yönelik hem tehdit hem de önemli bir uyarı olarak değerlendirmek gerekir. Türkiye’de okullarda şu anda tahmin edemeyeceğimiz oranda çeteleşme söz konusudur. Öğrenciler yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlardan kaynaklı hırçınlıklarını okul ortamında yarattıkları gruplaşmalar ile farklı alanlara yansıtma eğilimine girmektedir.
Okulda şiddet sorununu çözmek, günü birlik müdahalelerle değil, uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkündür. Bunun için başta öğrenci ve eğitim emekçileri olmak üzere, eğitimin tüm bileşenlerine yönelik olarak kültürel, sosyal yönden tatmin edecek altyapı çalışmalarının hayata geçirilmesi şarttır. Ayrıca okullarda rehberlik hizmetlerinin işletilmesi ve buralardaki yetersiz personel sayılarının giderilmesi gerekmektedir. Veli, öğrenci, öğretmen eğitimi önem kazanmaktadır. Çünkü gençliği anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve bu alandaki yetenekleri açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Eğitim Sen Çorum Şubesi olarak, Bahçelievler Anadolu Lisesi’nde yaşanan elim olayı kınıyor, okullarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için, ilgili tüm kesimleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Sendikalar, eğitim örgütleri, öğrenci ve velilerle birlikte herkes, okullarda şiddeti azaltmak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Şiddetin hiçbir biçiminin toplumda ve okullarda kabul görmediğinin vurgulanması önemlidir. Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin arkalarında toplumun ve eğitim örgütlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Her okulun şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olması gerekliliğine inanıyoruz.’/BSGMEDYA
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |