• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
BİR KİTAP

Çorumlu Zakir (Aşık) Mustafa Alegöz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cami ile cemevleri arasında ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle Çorum Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

  1.  
  2. ÇORUM’DA DİYANET’E
  3. ‘AYRIMCILIK’ DAVASI
  4.  

4 Nisan 2022

Çorumlu Zakir (Aşık) Mustafa Alegöz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cami ile cemevleri arasında ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle Çorum Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Mustafa Alegöz, cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasını ve hukuksal statüye kavuşturulmasını istedi.

Aşık Mustafa Alegöz, Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesinde Diyanet’in ”ayrımcılık” suçu işlediğini ileri sürdü.

Ülkemizde 26 milyon civarında Alevi inanışa sahip yurttaş bulunduğuna dikkati çeken Alegöz, ibadethanelere tanınan elektrik, su vb. ücretlendirmeme uygulamasından ‘kültür merkezi’ olarak tanımlanan cemevlerinin masun tutulduğunu dile getirdi.

 

  1. 'DİYANET, TÜM İNANÇLARA
  2. EŞİT OLMAK ZORUNDA'

Alegöz, “Din özgürlüğüne müdahale edilmemelidir. İslam inancının bir grubuna ve onun mabetlerine elektrik, su vb. ihtiyaçlar karşılıksız verilirken, cemevleri bu uygulamanın dışında tutulmaktadır. Laik kamu düzeni yurttaşlarının inançlarına eşit mesafede olmalıdır. Diyanet’in bir inancı diğer inançlara tercih etmek gibi bir hakkı ve şansı yoktur” dedi.

Alegöz, devletin inançlar karşısında tarafsızlığı gereği olarak Alevilik – Bektaşilik inancının tanınmasını, zorunlu din derslerinde Aleviliğin de öğretilmesini talep etti.

 

  1.  
  2. 'ALEVİLİK YOK SAYILIYOR'

Aşık Mustafa Alegöz, Başsavcılığa verdiği dilekçede şu ifadelere yer verdi:

“Ben Alevi – Bektaşi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Türkiye Cumhuriyeti devleti, yurttaşlarına din hizmeti vermektedir. Kamu maliyesinden verilen bu hizmet yaklaşık 120 bin çalışanın görev aldığı Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla sürdürülmektedir. Benim mensubu olduğum inanç, kamu düzeni tarafından yok sayılmaktadır. İbadethanelere tanınan elektrik, su vb. ücretlendirme uygulaması cemevlerini kültür merkezi olarak kabul ederek idare, yasal zorunluluktan kendini masun tutmaktadır. Mensubu olduğum inanç 26 milyon civarında yurttaşın da inancıdır.

 

  1. 'DİN ÖZGÜRLÜĞÜNE
  2. MÜDAHALE EDİLMEMELİ'

Ben aynı zamanda Kültür Bakanlığı tarafından verilmiş ‘zakir’ kimliğine sahibim. Yani dini sıfatı olan bir yurttaşım. Dolaysıyla Anayasa’dan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve benzerlerinden kaynaklanan inanç özgürlüğümü yaşayamamaktayım. Bir yurttaş olarak ödediğim vergilerle nüfusun yaklaşık 70 milyonuna din hizmeti verilirken, benim mensubu olduğum inanç ekolüne bu hizmet verilmemektedir. Devlet kurumlarının yetkisi “bir yorumu diğerlerinden üstün tutmak, toplumun bir kesimine eza vererek ona baskı uygulamak veya toplumun bir kesiminin belirli bir yorumu kendi isteklerine göre kabul etmeye zorlamak” değildir. Din özgürlüğüne müdahale edilmemelidir. İslam inancının bir grubuna ve onun mabetlerine elektrik, su vb. ihtiyaçlar karşılıksız verilirken cemevleri bu uygulamanın dışında tutulmaktadır. Laik kamu düzeni, yurttaşlarının inançlarına eşit mesafede olmalıdır. Bir inancı diğer inançlara tercih etmek gibi bir hakkı ve şansı yoktur.”

Aşık Mustafa Alegöz, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire İzzettin Doğan ve Diğerleri Türkiye Davası Kararı” adlı eserle, sahip olduğu zakirlik belgesinin örneğini delil olarak sundu.

 

  1. 'ZAKİRLİK, DEDELİK,
  2. AŞIKLIK KAMU GÖREVİ
  3. SAYILMALIDIR'

Alegöz, cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasını ve hukuksal statüye kavuşturulmasını isteyerek, “diğer inançların ibadethanelerinden alınmayan elektrik, su vb. hizmetler, cemevlerinden de alınmasın. Devletin inançlar karşısında tarafsızlığı gereği olarak Alevilik – Bektaşilik inancı tanınsın. Zorunlu din derslerinde Alevilik öğretilsin. Alevi yurttaşlarının İslam inançlarının gelecek kuşaklara aktarabilmeleri için (Dede-Baba-Cem Aşığı-Zakir) inanç önderi yetiştirmek üzere okullar açılmalı ve diğer inanç hizmetlerinin yerine getirebilmesi için genel bütçeden her yıl bir pay ayrılmalıdır” dedi.

Alegöz, “Devlet yurttaşlarının inançlar arasında tercih yapmamalı, 120 bin civarındaki Diyanet görevlisi için de inancımıza mensup yurttaşlarımızın nüfusu ile orantılı görevlendirme yapılmalıdır.

Zakirlik, dedelik, aşıklık ve benzeri görevliler kamu görevlisi sayılmalıdır” şeklinde taleplerini sıraladı. /BSGMEDYA  




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI