Alevi örgütlerinin “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Büyük Alevi Kurultayı” İstanbul’da gerçekleştirildi
Büyük Alevi Kurultayı bugün İstanbul’da toplandı. Kurultayın sonuç bildirgesinde, “Tekrar söylüyoruz; asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı, Seyit Nesimi’nin dediği gibi, iki cihana sığmayan bizler, Kültür Bakanlığı’na da torba yasaya da sığmayız” dendi. Alevi örgütlerinin “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Büyük Alevi Kurultayı” sloganıyla düzenlediği kurultay, İstanbul’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’ndeydi. Kurultay, Alevi ve Bektaşi örgütlerinin yedi çatı kurumu olan Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Demokratik Alevi Dernekleri tarafından düzenlendi. Kurultayda, Alevi ve Bektaşi derneklerinden temsilcilerin konuşmalarının ardından, 12 maddeden oluşan talepleri de içeren bir sonuç bildirgesi okundu.
Kurultaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, CHP milletvekilleri Yüksel Mansur Kılıç, Sibel Özdemir, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Musa Piroğlu, Alican Ünlü, Züleyha Gülüm, Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Barış Atay, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Demir, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Almanya CHP Köln Başkanı Günay Çoban, Beşiktaş, Küçükçekmece, Adalar, Esenyurt, Avcılar, Maltepe, Sarıyer, Beylikdüzü ve başkaca ilçe belediye başkanları ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri katıldı.
Sunucu Dilek Odabaş Bakır’ın okuduğu sonuç bildirgesi şöyle: * Büyük Alevi Kurultayı, Türkiye ve Avrupa’dan Alevi kurum yöneticileri, inanç önderleri; ocak, sürek ve topluluk temsilcileri, sanatçılar, akademisyenler, Alevi yöre dernekleri, siyasi partiler, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, dostlarımız ve 10 bini aşkın canımızın katılımıyla 25 Aralık 2022 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. İnsanlık, geçmişten günümüze kendi içinde aydınlık ile karanlığın mücadelesine sahne olmuştur. Bu mücadele günümüzde de devam etmektedir. Biz Aleviler, bu tarihsel süreçte karşı karşıya kaldığımız bütün kıyım ve saldırılara rağmen aydınlıktan yana durmaktan asla geri durmadık.
* Son dönemde, Alevilere yönelik çalışmalar hızlandırılarak birçok yeni uygulama hayata geçirilmiştir. İçişleri Bakanlığı eliyle Alevi toplumunun içinde çalışmalar yapılmakta ve Alevilerin sorunları maddi sorunlara indirgenerek Alevilerin gerçek sorunlarının üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Alevilerin gerçek sorunları, doğrudan negatif ayrımcı esaslara ve siyasal rejimin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış ve kronik hale gelen sorunlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şahkulu Sultan Dergahı’nda, yine her zaman yaptığı gibi Alevilerin kendi öz örgütlerini yok sayarak, çevresinde toplayabildiği kimi göstermelik muhataplarıyla sanki tüm Alevi toplumu ve örgütleri kendi arkasındaymış gibi bir fotoğrafın önünde, Alevilere sözüm ona müjde adı altında sözde demokratik bir reform paketini açıklamıştır. * Meclis’ten geçirilen torba yasa ve Resmi Gazete’de ilan edilen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ne demokratiktir ne de müjdedir. Aksine bunlar, Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır. Ancak Alevi toplumunda bunun bir karşılığı yoktur, beyhude bir çabadır. Bir inanç olarak Aleviliği tüm yönleriyle kabul etmek yerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurarak bizi hem inkar etmekte hem de bir kültürel bir öğeye indirgeme çabası içine girmektedirler.
* Aynı zamanda Alevilerin sorunlarını, 17-18 Eylül 2022’deki Hacı Bektaş deklarasyonunda ifade ettiğimiz üzere, cemevlerinin elektrik, su sorunu, imar sorunu, dedelerimize ulufe diye dağıtılacak maaş sorununa indirgemektedirler. Bir taraftan da bizzat Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri, Aleviliği kendilerine göre tanımlama çabalarına devam etmekte, Alevileri kendi içinde İslam içi-İslam dışı, Alili-Alisiz diyerek hedef tahtasına koyma, kutuplaştırma ve bölme girişimleri yürütmektedirler. * Anayasa’da Türkiye’nin laik, demokratik bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir. Ancak bütün uygulamalar, laikliğin olmadığını göstermektedir. Biz, Alevilerin haklarını talep ederken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın karşısında bir Alevi Diyanet’i talep etmiyoruz. İstediğimiz laikliktir. Devletin tüm inançlardan elini çekmesi, laikliğe aykırı olan kurumların kapatılarak gerekli yasal ve anayasal düzenlemelerin yeniden yapılması ve toplumsal ilişkilerin dinsel temalardan arındırılması gerekmektedir.
İnsanlığın büyük ilerlemeler kaydederek geldiği bu çağda, yaşadığımız ülkede geriye dönüp baktığımızda, yok sayılmayı ve büyük acılarla karşı karşıya bırakılmayı görüyoruz. Ancak biz Aleviler, geçmişimizden aldığımız mirasla, tüm farklı toplumsal kesimlerle birlikte eşit, özgür, laik, demokratik ve hakça bölüşümün olduğu bir ülkede yaşama istiyoruz. İşte bu sonuç bildirgesiyle ortaya koyduğumuz talepler, bütün bu çalışmaların birikimi olarak ortaya çıkmıştır. Zaten herkesçe bilindiğini düşündüğümüz haklarımızı ve taleplerimizi bir kez daha açıkça ifade etmiş oluyoruz.
Alevi toplumumuzun meşru kurumlarının, ocaklarının, süreklerinin ve cümle canlarımızın bu kurultayda ortaya koydukları temel talepleri bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz: – Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek bu statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması, el konulmuş dergahlarımızın ve mekanlarımızın geri iade edilmesi ve aleyhimize düzenlenmiş olan yasal düzenlemelerin geri çekilmesi; – Toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi giydirilen zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi; – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, toplumun tümünü domine etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek temel siyasal sorunlarımız konusunda bir referans mercii olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması; – Gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif ayrımcılığa derhal son verilmesi; – Madımak’ın utanç müzesi yapılması; – Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve bu gibi nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması; – Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi; – Kutsal mekanlarımıza ve coğrafyamıza yönelik yağma, talan ve el koyma girişimlerine son verilmesi; – Alevi yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinden vazgeçilmesi ve değiştirilen yerlerin isimlerinin iade edilmesi; – Alevi inancında özel yeri olan günlerin resmi tatil ilan edilmesi; – Kamusal yayıncılığın ayrımcılıktan arındırılması; – Ve uzun sözün özü; eşit yurttaşlığı da içeren yeni bir Anayasa’nın yapılması taleplerini bir kez daha buradan ilan ediyoruz.
* Kurultayımız, eşitsizliklerin derinleştiği, demokrasinin ve temel insan haklarının rafa kaldırıldığı, laiklikten giderek uzaklaşıldığı, ayrımcılık ve şiddetin arttığı, politik gerilimlerin yükseldiği ve Alevilerin daha da ağır sorunlar yaşadığı bir dönemde yapıldığından, daha da önem kazanmaktadır. Biz Aleviler, geçmişte olduğu gibi bugün de birlikte yaşamanın sorumluluğunu bilerek, yeniden yaşanabilecek bir ülke özlemini gerçekleştirmek için üzerimize düşen sorumluluğu, son bir evimiz kalsa dahi yerine getirmekte kararlıyız. * Ülkemizin geleceğinin konuşulduğu bugünlerde biz Aleviler, herkesin kendisini temsil ettiği demokratik parlamenter sistemden yana olduğumuzu bu kurultayda beyan ediyoruz. Bu kurultayda bir araya gelen bizler; laik, eşit ve özgür bir yaşamın sadece Alevilerin ihtiyacı değil, bu ülkede yaşayan herkesin ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz. O yüzden, ne istiyorsak herkes için istiyoruz. Ne yapacaksak hep birlikte yapacağız. Tekrar söylüyoruz; asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı, Seyit Nesimi’nin dediği, gibi iki cihana sığmayan bizler, Kültür Bakanlığı’na da torba yasaya da sığmayız. Aleviler vardır, Alevilik haktır.(Kaynak: Diken.com.tr) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |