• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER

Eğitim-Sen Şube Başkanı Kenan Sırma, “insanca bir yaşam için iş bırakıyor, ‘sefalet zammı’ değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz” dedi.

 

  1.  'MAAŞLARIMIZ
  2. MUM GİBİ ERİYOR!'
  3.  “ADİL BİR VERGİ
  4. SİSTEMİ İSTİYORUZ”
  5.  

  1. 13 Ocak 2025
  2. Eğitim-Sen Çorum Şube Başkanı Kenan Sırma, kamu emekçilerinin düşük maaş artışlarını protesto etmek amacıyla düzenlenen 1 günlük iş bırakma eyleminde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sırma, maaş artış oranlarının yetersizliğine ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçenin önemine dikkat çekti.
  3. Eğitim-Sen Çorum Şube Başkanı Kenan Sırma, savaşa, ranta, faiz ödemelerine, sermayeye teşvike değil, halk için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talep ettiklerini söyledi.
  4.  
  5. Memurların düşük maaş artışını protesto etmek amacıyla hayata geçirdikleri 1 günlük iş bırakma eylemi sırasında KESK Çorum Şubeler Platformu adına bir konuşma yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Kenan Sırma, “insanca bir yaşam için iş bırakıyor, ‘sefalet zammı’ değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz” dedi.
  6.  
  7. Kamu emekçilerinin, asgari ücretlilerin ve emeklilerin geçinemediğine vurgu yapan Kenan Sırma, “Maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur” dedi.
  8. Kenan Sırma, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
  9.  
  10.  

  1. “MAAŞLARIMIZ MUM
  2. GİBİ ERİYOR,
  3. HIZLA YOKSULLUĞA
  4. SÜRÜKLENİYORUZ”
  5.  
  6.  “UTANÇ VERİCİ BİR DURUM”
  7.  
  8. Maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur.
  9. İş yerlerinde alın teri döken bizler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün daha fazla kâr ediyor. Vergi yükünün büyük bölümü emekçilerin omuzlarına yıkılırken, zenginlerin vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları yerine sermayeye ve yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini yıllardır neden sadece biz emekçiler ödüyoruz? Kamu emekçilerinin, işçilerin, emeklilerin “insanca yaşayacak ücret” taleplerini görmezden gelen siyasi iktidarın ücretlerimizi baskılayıp, boğazımızı sıkarak uygulamaya çalıştığı ekonomik programa karşı kamu emekçileri olarak itiraz ediyoruz.
  10. Siyasi iktidarın toplumun büyük bölümünü oluşturan işçiler, kamu emekçileri ve emeklileri sefalete mahkûm eden politikalarına ve emeğimizin değersizleştirilmesine karşı bir kez daha sesimizi yükseltmek ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmak için buradayız.
  11.  
  12.  “ADİL BİR VERGİ
  13. SİSTEMİ İSTİYORUZ”
  14.  
  15. Türkiye’deki vergi sistemi, emeği ile geçinenler aleyhine işlemektedir. Ücretli çalışanlar, gelir vergisi dilimleri nedeniyle yıl içinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalırken, sermaye kesimi vergi avantajlarından yararlanmaktadır.
  16. Kamu emekçileri olarak yılın başında aldığımız ücret, birkaç ay içinde vergi dilimlerinin artmasıyla erimektedir. Adil bir vergi sistemi için ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10 olarak sabitlenmeli, temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
  17. Kamu emekçileri, maaşlarının büyük bir kısmını oluşturan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmamasından dolayı emekli olduklarında ciddi bir gelir kaybı yaşamaktadır. Bu adaletsiz uygulamaya derhal son verilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
  18.  
  19. “GREVLİ TOPLU
  20. HAKKI,
  21. ÖRGÜTLÜ
  22. MÜCADELENİN
  23. TEMELİDİR”
  24.  
  25.  
  26. Alacağımız her zam, gerçek bir toplu sözleşme yasası ile teminat altına alınmalı ve taban aylığımıza dahil edilmelidir. Son toplu sözleşme süreci bu durumun tipik bir yansıması olmuştur. Grev hakkının olmadığı bir toplu sözleşme sürecinin, kamu emekçilerinin iradesini yansıtmaktan uzak olacağı açıktır. Grevli toplu sözleşme hakkı, kamu emekçilerinin örgütlü mücadelesinin temelidir. Kamu emekçilerinin hak arama mücadelesinde en etkili araç olan grev hakkı, anayasal güvence altına alınmalı ve sendikalar, üyelerinin haklarını savunabilecek yasal zeminler oluşturulmalıdır.
  27.  

  1.  
  2. “GEÇİNEMİYORUZ,
  3. SESİMİZİ
  4. YÜKSELTİYORUZ”
  5.  
  6. Bu doğrultuda kamu emekçileri olarak;
  7. Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz. Çünkü geçinemiyoruz!
  8. Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı İSTİYORUZ!
  9.  
  10. Eşit işe ; eşit ücret talep ediyoruz.
  11.  
  12. Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79.000 TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz.
  13. Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz
  14. Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz.
  15. İşyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz.
  16.  
  17. Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz.
  18. Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz.
  19. Kamu kaynaklarının “müşteri garantili” projeler için değil, halk için kullanılmışını talep ediyoruz.
  20. Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve 1. Vergi diliminin %10’a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz.
  21. Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz!
  22. Özetle; savaşa, ranta, faiz ödemelerine, sermayeye teşvike değil, halk için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talep ediyoruz.
  23.  
  24. Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Ülkemizin tüm meydanlarında eylemlerimize devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
  25.  “Kamu emekçileri olarak, toplumun diğer kesimleri gibi, yıllardır artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkûm ediliyoruz. Her geçen gün etkisini artıran ekonomik kriz, milyonların yaşamını daha da zorlaştırıyor. Alım gücümüz düşerken, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları gerçeğin birazını bile yansıtmazken, maaşlarımız mum gibi eriyor ve ülke olarak hızla yoksulluğa sürükleniyoruz.
  26. Artık Yeter! Emekçisi, emeklisi bilcümle geçinemiyoruz!/BSGMEDYA



Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI