• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER

Eğitim Sen Çorum Şubesi Yürütme Kurulu, Milli EğitimBakanlığı2nın sendikal faaliyetleri engelleme suçu işlemekle suçladı.

 

  1. 'MEB, SENDİKAL
  2. FAALİYETLERİ
  3. ENGELLEME SUÇU
  4. İŞLEMEKTEDİR'
  5.  

  1. 4 Şubat 2025
  2. Eğitim Sen Çorum Şubesi Yürütme Kurulu, Milli EğitimBakanlığı'nın sendikal faaliyetleri engelleme suçu işlemekle suçladı.
  3. Eğitim Sen Şube Yönetimi'nden yapılan açıklamada; 'MEB’in son dönemde sendikal faaliyetlere yönelik baskıları, sendikal özgürlükleri açıkça ihlal eden boyutlara ulaşmıştır. Bu durumun son örneği 13 Ocak iş bırakma eylemi sonrasında okullara gönderilen ve iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine tebliğ edilmesi gereken metin olmuştur. Bakanlığın bu yazısı Çorum yerelinde de sendikal haklarını kullanan bütün eğitim emekçilerine tebliğ edilmeye başlanmıştır. Hatta kimi okul müdürlerinin 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılının ikinci döneminin başladığı birinci günde yaptıkları ilk iş okullarında eğitim öğretimi başlatmak değil bu yazıyı eğitim emekçilerine tebliğ etmek olmuştur.' ifadesi kullanıldı.
  4.  
  5. 'SENDİKAL HAKLARIN
  6. KULLANILMASI
  7. ENGELLENİYOR'
  8.  
  9. Sendikal faaliyetleri engellemeye yönelik baskıların son bulmasının istenildiği açıklamada; şu görüşlere yer verildi:
  10. 'Bilindiği üzere 13 Ocak’ta kamu görevlilerine uygulanacak %11,54'lük maaş artış oranına itiraz etmek için üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakmıştık. TÜİK tarafından açıklanan Ocak ayı TÜFE verilerine göre Ocak ayında aylık enflasyon %5,03 ve Şubat ayında konut kiralarına uygulanabilecek artış oranını gösteren 12 aylık ortalama enflasyon %56,35'tir. TÜİK'in açıkladığı verilerden yola çıkarak yapacağımız basit bir değerlendirme bile yılın ilk ayında eğitim emekçilerinin gelirlerindeki erimeyi ortaya koyarken, gerçekleştirdiğimiz iş bırakma eyleminin ne kadar yerinde olduğunu göstermektedir. Fakat MEB eğitim emekçilerinin taleplerini dinlemek yerine, iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine bir metin tebliğ etmeyi tercih etmiştir.
  11. Özellikle iş bırakma eylemlerine yönelik cezalandırma tehdidi içeren metin, sendikal hakların kullanımını engelleme suçu kapsamına girmektedir. Bakanlık, eğitim emekçilerinin sendikal faaliyetlerini yasa dışı ilan etmeye çalışmakta, anayasa, yüksek yargı kararları ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal hakları fiilen yok saymakta ve sendikaların almış olduğu karar sonucunda eyleme katılanları hukuki yaptırımlar uygulamakla tehdit etmekte, nihayetinde sendikaları işlevsiz kılmayı amaçlamaktadır.

 

  1. 'TÜM KAZANIMLARIMIZ
  2. YOK SAYILMAKTA'
  3.  
  4. MEB’in okullara gönderdiği yazı özü itibariyle tüm kazanımlarımızı yok saymaktadır. Eğitim emekçilerinin iş bırakma eylemlerine katılımını, geçmişte yaptığı gibi “öğrencilerin eğitim hakkını engelleme” olarak niteleyip, eğitim hakkı ile eğitim emekçilerinin özlük hakları karşı karşıya konumlandırmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatları, sendikal eylemlerin bir demokratik hak olduğunu ve temel hak ve özgürlüklerin ihlali olarak değerlendirilemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır. Oysa özlük ve ekonomik koşulların   düzeltilmesine dikkat çekmek amaçlı eylem biçimlerinin eğitim hakkını engelleme kapsamında değerlendirildiğine ilişkin tek bir karar bulunmamaktadır.  Eğitim emekçilerinin sendikal faaliyetlerini kullanmasını engelleyen veya baskı altına alan her türlü uygulama, sosyal hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
  5.  
  6. MEB belli ki eğitim öğretim ortamlarının düşürüldüğü durumun ortaya konmasından, eğitim emekçilerinin kölelik koşullarında çalıştırılmaya itiraz etmesinden rahatsız olmuştur. Çünkü MEB okullarda eğitim emekçilerinin hayatını kaybettiği, fiziki ve psikolojik şiddete uğradığı, kölelik koşullarında çalışmanın dayatıldığı, mobing ve itibarsızlaştırmanın gırla olduğu, öğrencilerimizin tezgah başlarında hayatlarını yitirdiği, okula devamsızlığın en üst seviyeye ulaştığı koşullarda eğitim hakkının sağlanacağına inanmakta ve topluma bu koşullarda yaşamayı layık görmektedir. Bakanlık otellerde yanarak can veren çocuklardan, hastanelerde devletten 8000 TL alacağız diye çocuklarımızın katledilmesinden, eğitim emekçilerinin çalıştıkları eğitim ortamlarında katledilmesinden rahatsız olmalıdır. Ama bakanlığa eğitim emekçilerinin insanca yaşayacak ücret ve insanca çalışabilecekleri çalışma ortamlarını talep etmesi rahatsız edici gelmektedir.
  7.  
  8. Bakanlık bilmelidir ki eğitim emekçilerinin haklı taleplerini ortaya koyduğu sendikal faaliyetleri eğitim hakkının engellenmesi değil, eğitim alma hakkının geliştirilmesine dönüktür. Siyasal ideolojik ihtiyaçlarla öğrencilere ders ve bilimsellikten uzak ders programlarının dayatılması eğitim hakkının engellenmesidir. Liyakatsizliğin, iş bilmezliğin, adam kayırmacılığın okullarımıza dayatılması eğitim hakkının engellenmesidir. ÇEDES gibi projelerle öğrencilerimizi pedagojik formasyonu olmayan kimselere ve uygulamalara mahkum etmek eğitim hakkının engellenmesidir. Okulları Öğretmensiz, temizlik görevlisinden mahrum bırakmak eğitim hakkının engellenmesidir. Öğrencilerimizin en azından bir öğün sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılayacak adımları atmamak eğitim alma hakkının engellenmesidir. Başarısızlığı ortada olduğu halde eğitim ortamlarına kendisini dayatma alışkanlığı eğitim hakkının engellenmesidir.
  9.  
  10. 'BASKILAR SON BULSUN'
  11.  
  12. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 118. maddesi, sendikal faaliyetleri engelleye yönelik fiilleri suç saymakta, hapis cezası ile cezalandırmayı düzenlemektedir. Sendikal faaliyette bulunmasını engellemeye yönelik tehdit fiili anılan madde gereği suçtur.
  13.  
  14. MEB’in sendikal hakları kullanmak isteyen eğitim emekçilerine yönelik açık açık tehdit içeren yazısı, bu madde kapsamında açıkça suç teşkil etmektedir. İş bırakma eylemlerine katılan eğitim emekçilerini caydırmaya yöneliktir.  Sendikaların etkinlik ve kararlarına müdahale ederek, on yılların mücadele birikiminin kazanımların yok sayılması anlamındadır.
  15. MEB’in sendikal faaliyetleri baskı altına alma girişimi sadece eğitim emekçilerinin örgütlenme hakkını ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda demokratik toplumun temel dinamiklerine de zarar vermektedir. Eğitim emekçilerinin koşullarını iyileştirme ve eğitim sistemindeki sorunlara dikkat çekme amacı taşıyan faaliyetlerin engellenmesi, sendikal hakların ve sendikal mücadelenin yasaklanması anlamını taşımaktadır.
  16.  
  17. Sonuç olarak MEB’in sendikal faaliyetleri engelleme yönündeki uygulamaları, Anayasa’ya, uluslararası sözleşmelere ve demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Eğitim emekçilerinin sendikal haklarını özgürce kullanabilmesi için şu adımlar atılmalıdır:
  • Sendikal faaliyetleri engellemeye yönelik baskılar son bulmalıdır.
  • MEB, sendikal hakları ihlal eden uygulamalarına son vermeli ve sendika örgütlenme özgürlüğüne saygı göstermelidir.
  • Sendikal hakları engelleyen kamu görevlileri hakkında yasal süreçler işletilmeli ve sorumlular cezalandırılmalıdır.
  •  
  • Sendikal hakların korunması ve geliştirilmesi için ILO Sözleşmeleri ve AİHM kararlarına uygun düzenlemeler yapılmalıdır.
  1. Yukarıda belirtilen adımların atılmaması halinde MEB’in baskıcı politikalarına karşı, eğitim emekçilerinin birlik ve dayanışması güçlenerek büyütülecektir. Eğitim emekçileri bütün baskı, tehdit ve yıldırma çabalarına rağmen sendikal hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edecektir.' /BSGMEDYA



Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI