• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
BİR KİTAP

BASK Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, Engelliler Haftası'nda Türkiye’de engellilere adeta suçlu gözüyle bakıldığını dile getirdi

‘ENGELLİLERİ SUÇLU GİBİ GÖRÜYORUZ’

Bağımsız Kamu Çalışanları Konfederasyonu (BASK) Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam Engelliler Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’de engellilere adeta suçlu gözüyle bakıldığını söyledi. Çam açıklamasında Türkiye’de, Türkiye Özürlüler Araştırmasına göre toplam nüfusun içerisindeki engellilerin oranının yüzde 12.29 olduğuna dikkat çekerken; “Bu oran 9 buçuk milyondan fazla kişinin veya her 8 kişiden birinin engelli olduğunu göstermektedir.” dedi.

Çam, araştırmaya göre nüfusumuzun yüzde 2,59’u olan yaklaşık 2 milyon kişinin ortopedi, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelliler gibi görünen engellilerden oluştuğunu belirtirken “Ama çevremize, çalıştığımız ve yaşadığımız ortama, cadde ve sokaklara, parklara, sinemalara, lokantalara ve benzeri kamusal alanlara baktığımızda engelli vatandaşlarımızı göremiyoruz.” diyerek şunları söyledi; “Engelli çocuklarımızdan utanıp onları evlere hapsetmek kadar ortak yaşama alanlarımızı engellilere göre düzenlemediğimiz için, dahası farklı engel guruplarına göre ne yapılması gerektiğini bilmediğimiz ve engel yaratmaya devam ettiğimiz için hayatı engellilere zehir ettiğimizin farkında değiliz.

Son dönemlerde belediyelerin engellilere yönelik çalışmaları ise kaş yaparken göz çıkarma anlamına gelen merhameti önceleyen medyatik düzenlemelerden ibarettir. Engelliler için yapılmaya çalışılanlar engellilerin evlerine hizmet götürülmesi, bakımlarına yardımcı olunması, ev temizliklerinin yapılması, faturalarının ödenmesi için eleman görevlendirilmesine gibi aslında, “siz evinizde oturun, topluma karışmayın” anlamına gelen iyi niyetli ama yanlış uygulamalardır.

Oysa engelli vatandaşların temel beklentisi ve isteği topluma karışmak, aynı mekanı paylaşmak yanında aynı toplumsal hayatı paylaşmaktır.

Cadde ve sokaklarımızı engellilerin kullanımına kapatmış durumdayız. Belediye başkanlarının sayıları ile çok övündükleri ve asansörleri olmayan üst geçitler sadece engellilerin değil, yaşlıların, hamilelerin, romatizmal hastalıklıların, yükseklik korkusu olanların, bebek arabası ile sokağa çıkan annelerin korkulu rüyasıdır.

Bunun anlamı engellilere “Bu caddenin sağında veya solunda yaşayacaksınız, asla karşı tarafa geçmeyeceksiniz” demektir. 

Şehir merkezlerinin araçlara göre değil, yayalara göre düzenlenmesi gerektiği halde, şehir merkezlerinin kaldırımları otopark, caddeleri yarış pistleri haline getirilmiştir.

Resmi binalar başta olmak üzere binalarda girişten merdivenlere, iç düzenlemelerden tuvaletlere kadar her şey engelliler için ıstırap kaynağıdır.”

VALİLİK EK BİNASINDA ENGELLİ TUVALETİ YOK

Çorum Valiliği ana hizmet binasına mevzuat gereği engelli tuvaleti yapıldığı için yetkililere teşekkür eden Çam, ancak ek binaya engelli tuvaletleri yapılmadığına dikkat çekerek şunları söyledi; “Ek bina ana hizmet binasına göre en 3 katı büyüklüğündedir. Engelli vatandaşların ve engelli memurların daha fazla olmasına rağmen mevzuat gereği de olsa yapılmamıştır.  Engelli haftası nedeniyle yetkililerden engellilerle ilgili güzel sözler duymaktayız ama iş engellilerin sorunları konusunda icraata gelince aynı güzellikleri görememekteyiz.  Sözler laf ü güzaf tan öteye geçmelidir. Engelliler için bir çalışma yapılacakken planlaması iyi yapılmalıdır. Resmi kurumlarda ve özellikle okullarda engelli tuvaletlerin yapılıp, yapılmadığı yerinde yetkililerce denetlenmesi sağlanmalı ve kamuoyuna duyurulmalıdır.”

Çam; “Çalışan birçok ortopedik engellinin, akşama kadar ‘aman ishal olmayayım, tuvaletim gelmesin’ diye dua etmesi, sadece yöneticilerin değil elbette hepimizin utancıdır. Çünkü kapısına bir engelli tuvaleti levhası, içinde bir klozet koymakla engelli tuvaleti yaptığımızı zannediyoruz.” diyerek şöyle devam etti; “Park edilmiş araçlar, çökmüş, bozulmuş veya kilitli taş döşenmiş, ayaklı reklam panoları yerleştirilmiş, kesilmiş ama sökülmemiş ağaç kütükleri, bol çukurları, gelişigüzel dikilmiş bayrak direkleri, yükseğe asılmış çöp tenekeleri ile kaldırımlar, yalnız engellilerin değil, tüm yayalar için hayatı cehenneme çevirmektedir.

Sesli sinyal veren bina asansörleri veya sesli trafik ışıkları ile yeterince tanışabilmiş değiliz. Onarım çalışmaları yapılan kaldırımlar veya cadde/sokaklarda uydurma önlemler sadece engellileri değil, hepimizi tehdit etmektedir.

Engellerle otobüs tahsis etmek ile engelliler için özel asansör düzeneği bulunun otobüs temin etmek arasındaki farkı bilmiyoruz.”

ENGELLİLER TOPLUMSAL HAYATI PAYLAŞMAK İSTİYOR

 Engellilerin sadece aynı mekânı değil toplumsal hayatı da paylaşmak istediklerini dile getiren Çam; “Sokaklarda-parklarda dolaşmak, gezmek, rahat alışveriş yapmak, sinemaya-tiyatroya gitmek, lokantada birlikte yemek yemek, velhasıl herkes gibi ve herkesle birlikte yaşamak istemektedir.” şeklinde konuşurken, engelleri yaratanların toplum ve toplumu yönetenler olduğu görüşünü savunarak; “Sadece kanun ve yönetmelik çıkarmakla yetinmek; sorun çözmek yerine sorunun mecra değiştirmesine ve çözümün ötelenmesinden başka bir işe yaramamaktadır.

Mevzuatın uygulanmasını denetlemek kadar, toplumsal farkındalık yaratmanın da önemli olduğunu anlamadığımız ve sivil denetim mekanizmalarını kullanamadığımız sürece, engeller yaratarak ve engelleri artırarak engellilere hayatı zehir etmeye devam ederiz.” diye konuştu.

 

 



389 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI