• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
BİR KİTAP

Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının tamamlanmasının ardından eğitim sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu

EĞİTİM SİSTEMİ CAN ÇEKİŞİYOR!

 

 Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının tamamlanması nedeniyle yaptığı açıklamada, eğitim sisteminin geldiği noktaya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Açıklamasında eğitim siteminin can çekiştiğine dikkat çeken Öztürk, siyasi iktidarın geçmiş yıllarda olduğu gibi , 2015-2016 eğitim-öğretim yılında da eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak biçimlendirmeye devam ettiğini bildirdi.

EĞİTİM GELECEĞİ BELİRLEYEN EN ÖEMLİ ALAN

Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

 ‘Eğitim bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli alandır. Ne yazık ki eğitim sistemimiz eksiz ve yanlışlarından, gelecek vizyonu ve anlayışından uzak olduğu için çocuk ve gençlerimize gelecek hazırlama noktasında olmadığı açıktır.

Siyasi iktidar eğitim sisteminin açmazlarının üzerine gitmiyor ancak müfredatı ve bakanları değiştirerek toplumsal algıyı değiştirmekle uğraşıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Milli Eğitim Bakanlığı kendisine paralel Maarif Vakfı kurarak yetki ve liyakat devri peşine düşmüş durumda. Öğretmenlerin norm kadro sorunları çözülememiştir. Eğitim sistemi okul öncesinden, üniversiteye kadar dibe vurmuşken 500 bin öğretmeni yerinden edecek yeni bir rotasyon tartışması ile eğitimin gerçek sorunlarının üzeri örtülmeye çalışılmakta. Papaz eriğinin imam eriğine çevrildiği bir ülkede TEOG ve Üniversite sınavlarında matematik ve fen bilimleri alanındaki ortalama, uçurumun dibinde olduğumuzu gösteriyor. TEOG matematikte 7,6 YGS ise geçen yıl 40 soruda 5,4 nettir. Aynı şekilde 40 sorudan oluşan Fen testinin ortalaması ise 4,6’dır. Matematik ve fen alanında böylesi bir durum varken “milli kalkınma projemizi” her çocuk imam hatibe gitme kampanyaları ile gidermeye çalışıyoruz. Toplumsal projenin piyonlarına dönüştürülen milyonlarca çocuğa matematik, fen, sanat kursları yerine dini kurslara gitsinler fetvaları verilmektedir. Böyle bir ortalamanın olduğu bir ülkede hangi bilimden ve gelecekten konuşacaksınız.

Kamu okulları her açıdan kendi kaderi ile baş başa bırakılırken özel okullar kamu kaynakları ile teşvik edilmiş, imam hatip okullarına yönelik ayrımcı uygulamalar artmıştır

Türkiye’nin dört bir yanında dini eğitim fiilen okul öncesi eğitime, hatta kreşlere kadar indirilmiştir. Öğretmen ve derslik açıkları, atama bekleyen öğretmenler, laik-demokratik eğitim anlayışıyla çelişen uygulamalar, kalabalık sınıflar, taşımalı eğitim, okulların altyapı eksiklikleri ve okullara ödenek yetersizliği gibi acil çözüm bekleyen çok sayıda sorun bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Suriye ve Irak iç savaşları nedeni ile ülkemize gelen milyonlarca mülteci çocuğun eğitim ve toplumsal sorunları katlanarak artmıştır. İç savaş nedeni ile ülkemize gelen milyonlarca mülteci çocuğun eğitim ve toplumsal sorunları katlanarak artmıştır.

EĞİTİM SİSTEMİ, DİYANETE VE VAKIFLARA EMANET!

Zorunlu din dersinin yanı sıra, öğrencilere «zorunlu seçmeli» din dersleri seçtirmek için kampanyalar yapılmaktadır. Eğitimle ilgisi olmayan birçok kurum bildiri, afiş bastırarak okulların kapılarını asmış, okullarda çocuklara “İmam Hatip Okullarını Seçin” diyerek ilkokul ve ortaokul çocukları gayri resmi bir şekilde “ikna odaları” şeklindeki toplantı salonlarında bir araya getirilerek velilerden habersiz öğrenciler ikna edilmeye çalışılmıştır. Hem Çorum Valiliği hem de Milli Eğitim Müdürlüğü bütün bu olanlara adeta gözlerini kapatmıştır. Ders yükünü azaltma bahanesiyle felsefe, bilim, sanat derslerinin sayısının azaltılmış buna karşın seçmeli din dersleri kimi okul idarecilerince dayatılmıştır. MEB-Diyanet-Dini vakıf ve derneklerle imzalanan protokoller, birlikte uygulanan projeler dayatmaya dönüşmüştür.

Ülkemizde, MEB ile Diyanet arasında imzalanan bir protokol ile 4-6 yaş arası çocuklar için 463 ilçede 55 bin çocuğun dini eğitim gördüğü 2.053 Kur’an Kursu açıldı. Böylece okul öncesi eğitime alternatif olarak “sıbyan mektebi” uygulamasına fiilen geçildi. Ülkenin dört bir yanında çeşitli dini vakıf ve cemaatler tarafından «dini eğitim» amacıyla açılan ve büyük bölümü “kaçak” kreş benzeri kurumların sayısı belirgin bir şekilde arttı.

EĞİTİM BİR SEN’Lİ OLMAYAN OKUL

MÜDÜRLERİ TASFİYE EDİLMİŞTİR

Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde “siyasal ve sendikal referans” belirleyici olmuş, hükümete yakın sendika üyeleri eğitim yöneticisi olarak atanmıştır. 24-27 Mayıs tarihinde ilk defa ve yeniden yapılan eğitim kurumları müdürlüğü sözlü sınavında yapılan haksızlıklar bu dönemde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Son derece taraflı verilen sözlü sınav puanları eğitime yaklaşımın bir göstergesidir. Eğitim kurumlarında liyakat sahibi, yüksek yazılı puanları ile gelmiş başarılı idareciler sözlü puanı ile tasfiye edilmeye çalışılmıştır. 4 yıllık görev süresini dolduran müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının görev süreleri 4 yıl süre uzatılabilir hükmü Danıştay tarafından Mayıs ayında yürütmesi durduruldu. Aynı şekilde, 12.01.2016 tarihinde MEB Eğitim Kurumları Müdür Baş Yardımcılığı ve Müdür Yardımcılığı yazılı sınav başvuru kılavuzunda belirdiği mevcut durumda eğitim kurumları müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığı görevlendirmeleri yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar ileri bir tarihe ertelenmiştir. Ancak Çorum il Milli Eğitim Müdürlüğü 4 yılını dolduran kimi okul müdür ve müdür yardımcılarını arayarak tayin istemeleri gerektiğini belirtmişlerdir.

Şöyle ki; Münhal bulunan kadroların okul ve branş bazında ilan edilmesi gerekirken okul idarecileri cep telefonu ile aranıp tayin istemeleri talebinde bulunulmuştur. Yapılan işlem yönetmelik hükümlerine uygun değildir. Çorum İl Milli Eğitimi Müdürlüğü WEB sitesinde münhal olan okulların ilan etmesi gerekirken görev süresi dolan kimi okul müdürleri aranarak apar topar tayin istemeleri telkininde bulunulmuştur.

Müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının ilgili Danıştay yürütmeyi durdurma kararı almış olmasına rağmen, yeni bir düzenleme yapılmamışken var olan müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının ilişiğinin kesilmesi doğru değildir. Bunun sonucunda kimi okullarda müdür başyardımcı ve müdür yardımcısı kalmamış ve idari boşluklar oluşmaya başlamıştır. Bu idari boşluklar kim tarafından nasıl hangi mevzuat hükümlerine görev görevlendirilecektir.

GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ!

Eğitim Sen olarak, okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin laik, bilimsel ilkeler doğrultusunda verilmesine, demokratik ve kamusal yönünün geliştirilmesine özen gösterilmelidir.

Eğitim bütün insanlar için cinsiyeti, etnik kimliği, dili, inancı ne olursa olsun temel bir insan hakkı olarak görülmeli, herkes eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanmalıdır. Bu açıdan geleceğimiz ve umudumuz olan çocuk ve gençlerimizin geleceklerine sahip çıkacağız.’ (bsgmedya)

 

 

 

 

 



582 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI