Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk, MEB’in 2017-2018 Eğitim-öğretim döneminde uygulamayı düşündüğü müfredata tepki gösterdi ‘EĞİTİM YAZ-BOZ TAHTASI, ÇOCUKLARIMIZ KOBAY DEĞİLDİR’
23 Ocak 2017 Eğitim Sen Çorum Şube Yürütme Kurulu Adına Başkan Mehmet Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından, 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren eğitim kademelerinin tamamında yeni müfredatın uygulanacağının ilan edildiğini bildirdi. Öztürk, “Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 13 Ocak Cuma günü yaptığı basın toplantısı ile 53 farklı dersin taslak programının bakanlık internet sitesinde askıya çıkarıldığını açıklamıştır. Ülkenin eğitim sistemi ve geleceği açısından böylesine önemli bir konuda taslak programlarla ilgili kurumsal önerilerin 6 Şubat, bireysel önerilerin 10 Şubat 2016 tarihleri ile sınırlandırılması, MEB’in müfredat taslakları ile “öneri alma” sürecini sadece sembolik olarak ele aldığını göstermektedir” dedi. Öztürk’ün konuya ilişkin açıklaması şöyle: “Eğitim Sen, MEB tarafından hazırlanan taslak eğitim programları ile ilgili olarak bir değerlendirme komisyonu oluşturmuştur. Aralarında alanlarında yetkin bilim insanları, müfettişler, öğretmenler ve uzmanların da yer aldığı komisyonumuz taslak programları incelemeye başlamıştır. Taslak programlarla ilgili olarak oluşturduğumuz komisyon tarafından yapılacak olan inceleme ve değerlendirmelerin sonuçları önümüzdeki günlerde rapor haline getirilecek, sendikamızın taslak öğretim programlarına ilişkin eleştiri, öneri ve değerlendirmeleri MEB ve kamuoyu ile paylaşılacaktır. MEB’in askıya çıkardığı taslak programların pilot uygulama yapılmadan, bilimsel bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmadan önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacağının açıklanması son derece sakıncalıdır. Bakanlığın gelecek öneriler doğrultusunda ders kitapları yazım sürecinin 20 Şubat’tan itibaren başlayacağını açıklaması, tıpkı 4+4+4 düzenlemesinde olduğu gibi, müfredat gibi önemli bir konunun bir oldubittiye getirilmek istendiğini göstermektedir. Müfredat değişikliklerini içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Oysa bugün MEB’in yapmaya çalıştığı ülkenin bugünü ve geleceğini ilgilendiren böylesine önemli bir konuda “yangından mal kaçırır gibi” hareket etmekten başka bir şey değildir. BİLİMSEL BİLGİ VE ATATÜRK GERÇEĞİ ÇOCUK VE GENÇLERDEN KOPARILIYOR! Daha önce benzer süreçlerde yapıldığı gibi, yeni müfredat programı oluşturulurken iktidarın siyasal-ideolojik çizgisi ile ters düşmeyen, aynı zamanda mevcut eğitim politikaları ile uyumlu bir müfredat programının hazırlandığı anlaşılmaktadır. 13 Ocak’ta taslak programların açıklanmasının ardından programlardaki “sadeleştirme” ve “basitleştirme” kavramları ile neyin kastedildiği kısa sürede anlaşılmıştır. Özellikle ilkokul Hayat Bilgisi ve tarih ders kitaplarında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ve Cumhuriyetin ilk yılları ile ilgili bilgilerde ciddi bir ayıklanma yapılmıştır. Bugün dünyanın her yerinde bilimsel bir gerçeklik olarak kabul edilen Evrim Teorisi’nin biyoloji ders kitaplarından çıkarılması başlı başına bir skandaldır. EĞİTİM YAPBOZ TAHTASI, ÇOCUKLARIMIZ KOBAY DEĞİLDİR! 2005 Müfredat Değişiklikleri de Aynı Mantıkla Yapılmıştır! Bugün MEB tarafından eleştirilen müfredatın, 2005 yılında aynı iktidar tarafından hazırlayıp büyük bir ‘reform’ olarak ilan ettiği müfredat programı olduğunu hatırlatmak gerekir. Bilindiği gibi 2005 yılında MEB, tıpkı bugün yaptığı gibi, mevcut müfredat programları ile PISA gibi uluslararası sınavlardaki başarısız sonuçları gerekçe göstererek değiştirmiştir. Ancak aradan geçen sürede Türkiye PISA sınavlarında sürekli gerilemiş, sorunun sadece öğretim programlarından değil, doğrudan benimsenen yanış ve bilim dışı eğitim politikalarından olduğunu göstermiştir.
MEB YANLIŞI TEKRARLAMAKTA ISRAR EDİYOR? MEB'in 2005'ten bugüne kadar yaptığı hiç bir program öncesi ihtiyaç analizi yapılmamış, programa uygun altyapı düzenlenmemiş, öğretmenler programların uygulanması konusunda yeterince eğitilmemiş, programın uygulanma sürecine ilişkin planlama, pilot uygulama ve değerlendirmeler yapılmamıştır. Sürekli aynı yanlışı yaparak farklı sonuçlara ulaşılamayacağı bilinmesine rağmen, MEB’in aynı yanlışı tekrarlaması dikkat çekicidir. Dolayısıyla eğitim programları, yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedeflemeli, öğrencilerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren bir içerikte olmak zorundadır. Bir ülkede bireylerin hangi bilgiler, gerçekler ve değerler üzerinden biçimlendirilmesi isteniyorsa ona uygun eğitim politikaları oluşturulması kaçınılmazdır.” (bsgmedya)
|