Memur-Sen İl Temsilcisi Ahmet Saatcı 4.Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine ve İşveren Heyeti tarafından yapılan teklifle ilgili konuştu:'ADALET VE HAKÇA PAYLAŞMA NOKTASINDA MİLAT OLSUN' 21 Ağustos 2017 4.Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde son saatlerde olduklarının altını çizen Saatcı, “Dördüncü dönem toplu sözleşme görüşmelerinde, masanın her iki tarafının el sıkışması ya da uzlaşamayıp birbirinden uzaklaşması noktasının son saatlerindeyiz. Çatışmanın uzlaşmadan daha maliyetli olduğuna, kucaklaşmanın yumruklaşmadan daha az enerji gerektirdiğine, el sıkışmanın kamplaşmanın maliyetini sıfırlayacağına, aynı iradenin altına imza atmanın farklı iradelerle niza çıkarmaktan daha az yorduğuna hep şahitlik ettik. Sosyal maliyet dikkate alındığında finansal maliyetin ikinci planda kalır. Çünkü, sosyal maliyet, finansal maliyetten daima büyüktür. Finansal maliyet, sosyal maliyeti karşılamak ya da engellemek için katlanılması gereken bir unsurdur. 4. Dönem toplu sözleşmelerinde bugün bulunduğumuz nokta bütün bu hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gereken noktadır.” ‘UZLAŞIP TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTECEĞİZ’ “20 milyon mutlu insanı oluşturmanın üreteceği sosyal sermaye, 20 milyon insanın sevindirmek için kullanılacak finansal sermayeden daima daha büyüktür” diyen Saatcı, “20 milyon insanı üzmekle üretilecek soysal maliyet, sevindirmek için kullanılması gereken finansal maliyetten de her zaman daha büyüktür. Memur-Sen olarak, Türkiye’nin kamu görevlileri olarak ‘En çoğunu bize verin tamahkarlığına da, belli kesimler paylarından fazlasını alırken “onlara verin bize gerek yok’ saflığına da düşmedik. Ya uzlaşıp Türkiye’yi büyüteceğiz. Ya da uzlaşma fırsatını elimizden kaçırıp, İşveren Heyetinin 20 milyon insanın adaletten payını alma imkanını heba etmesi yüzünden Türkiye için büyük bir imkanı yok edeceğiz. Türkiye’nin büyüme rakamlarının da memura teklif edilen zam oranlarının da ortada olduğunu ifade eden Saatcı,"İşveren Heyeti tarafından teklif edilen zam oranlarını Türkiye’ye, Türkiye’nin adalet zeminine, Türkiye’nin kalkınma hamlesine uygun bulmuyoruz. Bu yüzden bu teklifi, müzakere edilemez buluyoruz. Bu yüzden, bu teklifle pazarlık yapmayı Büyük Türkiye iradesinin, Güçlü Türkiye hedefinin yok sayılması olarak görüyoruz. Türkiye, hak sahibine hakkını, Türkiye’nin bugünlere gelmesine katkı sağlayan herkese, her kesime payını verecek adalet noktasını mizan kabul etmelidir. Biz bu mizan üzerinden oluşturduğumuz tekliflerle, masaya oturduk. Hakkımızdan bir kuruş fazlasına tamah etmeyiz, hakkımızdan bir kuruş eksiğine de rıza göstermeyiz.” ‘TOPLU SÖZLEŞME MASASI, TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜ İSPATLAMA FIRSATIDIR‘ Toplu sözleşme masasının, Türkiye’nin büyüklüğünü ispatlama imkanı olacağını belirten Saatcı,"Toplu sözleşme masası, Türkiye’nin gücünü ispatlama fırsatıdır. Toplu sözleşme masası, adil olduğumuzu, kalkınmakta olduğumuzu deklare etme aracıdır. Bütün bunlar üzerinden, teklifimizi masaya taşıdık. Masanın karşı tarafından gelen teklif, adil Türkiye dönemine değil aciz Türkiye dönemine ait. İşveren Heyeti’nin teklifi, kalkınan Türkiye döneminin değil IMF’ye borçlanan Türkiye döneminin teklifidir. Hükümetin bize sunduğu teklif, güçlü Türkiye’nin değil, kendi içine sinmiş Türkiye devrinin yansımasıdır. İmza atmamız istenen teklif, Büyük Türkiye’nin değil, hevesi düşük, hedefi küçük Türkiye’nin, sessiz devrimler gerçekleştiren Türkiye’ye, sessizce kabuğuna çekilen Türkiye devrine uygun tekliflerdir. Biz eski Türkiye defterini sadece siyasi zeminde değil, fikri zeminde değil, akli ve ahlaki zeminde değil mali zeminde de kapattık. Kamu İşveren Heyeti’nin de bizimle aynı tavır içerisinde olmasını bekliyoruz. İşveren Heyeti’nin, Hükümet iradesinin zam oranı teklifini inişe geçmiş uçak modunda değil kalkışını tamamlamış ve irtifasını yükseltme moduna geçmiş uçak tadında masaya taşıması için fırsat var.”
‘BİR METNE İMZA ATMA GAFLETİNE DÜŞMEYİZ” Buçuklu, yarımlı ilaveler yapılmasını” kabul etmeyeceklerini belirten Saatcı,“Bu teklif, her işini tam yapan, üstüne de kalite katan bu toprakların insanları için kabul edilebilir değildir. Dördüncü dönem toplu sözleşme, Türkiye’nin kamu görevlileri için büyümeden payını, refah artışından hakkını aldığı bir düğün olsun. Bu düğünde, Kamu İşveren Heyeti’ne düşen, beşi bir yerdeyi toplu sözleşme masasının gerdanına takmaktır. Hükümete düşen, adalet terazisinde iki kefeyi eşitleyecek, kalkınma noktasında Türkiye’yi ateşleyecek zam oranlarını toplu sözleşme metnine yazmak ve altına birlikte imza atmamızı sağlamaktır. Toplu Sözleşme hakkının mimarı Memur-Sen, kamu görevlilerinin hakları koruma limanı Memur-Sen, kamu görevlilerinin haklarını artırma imkanı Memur-Sen, toplu sözleşme masasının kahramanı Memur-Sen sıfatlarımıza halel getirecek bir teklife Evet demeyiz, bir metne imza atma gafletine düşmeyiz”
‘ZAMMI ENFLASYON DEĞİL, TOPLU SÖZLEŞME MASASI YAPSIN’ Memur-Sen olarak geçmiş dönem toplu sözleşmelerini, geçmiş dönemde enflasyon farkı kaynaklı maaş yükseltmelerinin gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdiklerini belirten Saatcı, “Büyümeden pay verilmemektedir. Masada verilmeyen zam enflasyon tarafından verilmektedir. Temmuz ve Aralık aylarında enflasyonun yüksek çıkması için temennide bulunan kamu görevlisi kitlesi üretilmemelidir. İşte en son yüzde 3 zam verilen dönemde enflasyon canavarı de 2.92 ilave etti. 5.92’ye çıktı zam oranı. Gelin bu yoldan, bu yöntemden vazgeçin. Düşük oran verip, yüksek enflasyon rakamlarına cömertlik beratı taktırmayın. Biz istiyoruz ki, biz 20 milyon insani üzmekle üretilecek soysal maliyet, sevindirmek için kullanılması gereken finansal maliyetten de her zaman daha büyüktür. Bizim maaşlarımıza zammı enflasyon değil, toplu sözleşme masası yapsın. Biz istiyoruz ki; maaş ve ücretlerimizdeki artış oranlarını enflasyon değil Hükümetle bizim imzamız birlikte belirlesin. Biz istiyoruz ki, emeğin maaş rakamlarını enflasyon canavarı değil milletin adamı yükseltsin. Biz, istiyoruz ki, 4. Dönem Toplu Sözleşme adalet ve hakça paylaşma noktasında milat olsun.”(bsgmedya) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |