• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Emekli Eğitimci-Gazeteci, BSGMEDYA Yazarı Müslüm Tunaboylu'dan, 'Olaylar ve İnsanlar'da tarihi bir yolculuk:




TARİHE BİR YOLCULUK:
YIL 1956..
KASIM AYINDAYIZ !





OLAYLAR VE İNSANLAR

Emekli Eğitimci-Gazeteci ve BSGMEDYA Yazarı Müslüm Tunaboylu, ‘Olaylar ve İnsanlar’ başlıklı köşesinde okurlarına tarihe bir yolculuk yaptırıyor..

Ve takvimlerin Kasım ayını göstermesine sayılı saatler kaldı..İşte bu noktada Yazarımız, meslek büyüğümüz sn. Müslüm Tunaboylu, bizleri 61 yıl öncesinde yine bir Kasım ayına götürüyor..
 

İşte, Yazar Müslüm Tunaboylu'nun, yıllar öncesine.. yani 1956 yılı Kasım aylarını ele aldığı o anlamlı yazısı:



YIL 1956..KASIM AYINDAYIZ...

Bugün sizinle çok değişik bir gezinti yapmak istiyorum. Okurlarımın benimle gezinti yapmalarını istemek bir bakıma uygun gözükmeyebilir. Yıllar öncesinden yine birkaç kesitten başka ne gelebilir aklımıza.

Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin en önde gelen ve kalabalık nüfusa sahip olan İstanbul’un yaklaşık 40 km kuzeyindeki bir yerleşim biriminde kutsal görevimiz olan askerliğimi tamamlıyordum.

Yıl 1956..Kasım ayındayız.




Kasım ayı sonunda terhis olacağız.
Birlikte onun üzerinde rütbeli bulunuyorduk. 

Birliğimiz Hafif Ulaştırma idi. Tümene bağlı birliklerin ihtiyacı olan erleri üç aylık bir eğitim sonrasında sürücü ehliyeti ile kıtalarına gönderiyorduk.

Bir hafta sonu nöbeti bana gelmişti. Gece geç saatlerde alarm zili çaldı. Alarm yöneten merkezden gerekli uyarılar yapılmış, birliğimizin alarma katılması emredilmişti. Alarm rengine göre kilitli dolapların kapakları açılmış içersinden çıkarılan dosyalardaki görevler yerine getirilmişti. İlk işimiz hafta tatili yapmak için İstanbul’a evine giden birlik komutanına kendisine ait binek aracına takılan bir römork takılarak göndermek olmuştu. Yaklaşık bir buçuk saat sonra birlik komutanı bölüğe dönmüştü.


Kendisine alarm rengi uyarınca gerekenin yapıldığını, bu nedenle herhangi bir sorun bulunmadığını, çalışmaların bir süre daha süreceğini, araçların mevsim koşullarına göre gizleneceğini, sınırdan giren düşman birliğinin çok yakın bir süre içinde bulunduğumuz bölgeye ulaşacağını uygun sözcüklerle aktardım.

Çok heyecanlıydık.


O günlerde Rus Birlikleri Avrupa’da ilerliyor, Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de tanklar sokaklardaki insanları büyük küçük demeden altına alarak eziyordu. 

Olanları bildiğimiz için ister istemez alarm nedeniyle biraz tansiyonumuz yükselmişti.

Her yer aydınlanmıştı, bizde araçlarla birlikte yan yana gizlenmişti. Öğle saatlerinde uçaklar geldiler birlik üzerinde birkaç tur yaptıktan sonra döndüler.

Bir süre sonra da alarmın kaldırıldığı ulaştırıldı o günün haberleşme araçları ile.

Geçtiğimiz günlerde Mısır’da meydana gelen halk ayaklanması ile ilgili çok değişik görüntüler izleme olanağı bulduk. Meydana gelen tankların paletlerinin bulunduğu yerlere yatarak “Bizi koruyun” diye çığlıklar atan insanları gördükçe etkilenmemek olanaksız.

Günümüz dünyasında ülkenin ya da dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen olumsuzlukları birkaç saniye sonra bizim izlememiz mümkün. Teknoloji insanların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için adeta yarış ediyor diyebiliriz.

Tarihte unutulmaması gereken birçok olay gerçekleşmiştir. Onlar bugünün insanlığına ışık tutmalıdır diye düşünüyorum.
Mısır’da bir zamanlar Kral Faruk bulunuyordu.


O dönemin yazılı basınında Kral Faruk’un bir günde yediği kurbağa butları bile sayılıyordu. O dönemi bir ara rejimle General Necip ve arkadaşları sonlandırmıştı.

General Necip kısa süre sonra arkadaşları tarafından yönetimden uzaklaştırılmıştı, yönetimden bir süre sonra istifa eden Nasır’ı Mısır halkı gece sokağa çıkarak istifadan vazgeçirmişti.

Yıllar sonra  o Mısır halkı bu kez de Hüsnü Mübarek’in 30 yılı aşkın yönetiminde istediği ekonomik refaha ulaşamamış, özgürlük ve demokrasiden uzak tutulmuştu.

Yazımda tanklarla ilgili iki olayı siz okurlarımla bir kez daha paylaşmak istedim. Budapeşte’deki tanklarla Kahire Tahrir Meydanı’ndaki tanklar çok değişik bir görev üstlenmişlerdir.


Özgürlük ve demokrasi, tam bağımsızlık dünya ülkelerinde artık zorunlu olarak arzulanmaktadır. 

Günümüz insanı, dünün insanı gibi her şeyi görmezlikten gelemiyor, diyor okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (1 Kasım 2017)


751 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

BİR KİTAP