Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı İlhan Yaşar, Türkiye’de çalışan öğretmenlerin, OECD ülkeleri içinde en düşük maaş alan öğretmenler arasında olduğuna dikkat çekti‘ÖĞRETMENLER, HAK ETTİĞİ YAŞAM STANDARDINA KAVUŞTURULMALI’
23 Kasım 2017 Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı İlhan Yaşar, Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasında olduğunu belirtirken, “Eğitime Bir Bakış 2017’ raporuna göre öğretmenlerin yıllık kazançları açısından Türkiye OECD ülkeleri arasında ilk ve ortaokulda 21; lisedeyse 23’üncü sırada bulunduğuna dikkat çekti.
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle bir açıklama yapan Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı İlhan Yaşar, " Eğitim-İş olarak, Bakanlığın eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek ve okullarda bilimsel, laik, ulusal, demokratik ve nitelikli bir eğitim anlayışını yerleştirmek yerine, öğretmeni itibarsızlaştıracak, iş güvencesini ortadan kaldıracak bir eğitim anlayışını yerleştirmesine izin vermeyeceğiz. ‘dedi. İlhan Yaşar, açıklamasında şunları söyledi: "Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri’nin kendisine verdiği “Başöğretmen” unvanını kabul etmesinin de yıldönümü olan 24 Kasım tarihi, Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Atatürk, ulusal bütünlüğümüzün kurulmasında ve geliştirilmesinde, Türkiye’nin çağdaşlaşmasında en önemli görevi öğretmenlere vermiştir. O’nun; “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adını alma yeteneğini kazanmamıştır” sözleri bunun en güzel örneğidir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik ve sosyal statüsü en üst sıralarda olan öğretmenler, AKP iktidarı döneminde açlık sınırına yakın bir ücrete mahkûm edilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1827 TL’dir. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 7056 TL’dir. Bugün 15 yıl deneyimli bir öğretmenin aldığı net maaş 3040,23 TL iken AKP iktidarı dönemindeki her Milli Eğitim Bakanı her fırsatta öğretmenleri aşağılamış, yaptıkları işi küçümsemiş, öğretmenlerin aldığı ücretin fazlalığından, çalışma saatlerinin de azlığından şikâyet etmişlerdir. Oysaki Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır. “Eğitime Bir Bakış 2017’ raporuna göre öğretmenlerin yıllık kazançları açısından Türkiye OECD ülkeleri arasında ilk ve ortaokulda 21; lisedeyse 23’üncü sırada bulunmaktadır. Öte yandan eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi, ihraçlar ve açığa almalar, sürgünler, sözleşmeli ve güvencesiz istihdam uygulamalarıyla öğretmenlerin yaşadığı sorunlar daha da derinleştirmiştir. Tamamen yandaşlarını kayırma amacını taşıyan, değerlendirme ölçütleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kıyıma uğratılmıştır.
Çağdaş, ilerici, devrimci, Atatürkçü yöneticiler tasfiye edilerek AKP’nin kapıkulu zihniyetine uygun yöneticiler atanmıştır. İktidar, 15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişimini fırsat görerek bir tasfiye süreci başlatmıştır. FETÖ’cü öğretmenleri temizleme gerekçesiyle uygulanan ihraç ve açığa almalar, muhalifleri yok etme girişimlerine dönüşmüş, böylece var olan öğretmen açığı daha da artmıştır. Öğretmen açığına rağmen kadrolu öğretmen atamasından vazgeçerek “doğrudan torpil” anlamına gelen mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getiren Bakanlık, yaklaşık 450 bin ataması yapılmayan öğretmen varken bu eğitim-öğretim yılında öğretmen açığını ücretli öğretmenlik ile kapatmaya çalışmıştır.
Bu durum eğitimin niteliğini de olumsuz yönde etkilemiştir. Yine MEB tarafından devreye sokulan ve Eğitim-İş olarak dava konusu da yaptığımız, performans değerlendirme sistemi, öğretmenlik mesleğini değersizleştirmenin geldiği noktayı göstermektedir. MEB’in amacının eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak olduğu herkesin malumu olmuştur.
Eğitim-İş olarak, Bakanlığın eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek ve okullarda bilimsel, laik, ulusal, demokratik ve nitelikli bir eğitim anlayışını yerleştirmek yerine, öğretmeni itibarsızlaştıracak, iş güvencesini ortadan kaldıracak bir eğitim anlayışını yerleştirmesine izin vermeyeceğiz.
AKP HÜKÜMETİNE ÖNERİLERİMİZ -Öğretmenlerin maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. -24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere bir maaş ikramiye verilmelidir. -Öğretmenlere ödenen eğitim öğretime hazırlık ödeneği, tüm eğitim çalışanlarına ödenmeli ve en az bir maaş tutarında olmalıdır. -Öğretmenlere toplu taşıma araçları ücretsiz olmalıdır. -Öğretmenlere kira yardımı verilmelidir. -3600 ek gösterge hakkı tanınmalıdır. Vergi dilimi yüzde 15’te sabitlenmelidir. -Yönetici atamalarında liyakat esas alınmalıdır. Yaşadığımız bütün sorunlara rağmen başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygıyla anıyor, öğretmenlerimizle birlikte tüm eğitim ve bilim işgörenlerinin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz." (BSGMEDYA) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |