• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
BİR KİTAP

Nihat KARALAR
bsgmedya@hotmail.com
DAHA BU GÜNLER İYİ GÜNLERİMİZ!
03/03/2016

BİR ANEKDOT:
Bir filozofa; ‘Şansa inanır mısınız?’ diye sormuşlar.

Filozof, ‘Elbette inanırım.’ demiş.

‘Aksi takdirde hiç hak etmedikleri halde olmadık mevkilere gelen, olmadık işler yapıp, olmadık paralar kazanan birilerinin varlığını başka türlü nasıl açıklayabilirim ki?’

***

Yine sinsi..

Yine hain ..

Yine terörden beslenen güçler düğmeye bastılar.. (gerçi hiç ellerini çekmiyorlar ya..)

10 Ekim saldırısının ardından ikinci kez ülkenin kalbini kana buladılar..

Ve bu yaşananları (hoş yıllardır değişen bir şey de yok aslında) gördükçe, anlamakta hayli zorlanıyoruz..

Sanki bilinmeyen bir yerlerden birileri  ‘SİZ ANCAK BÖYLE YAŞAMAYA MAHKUMSUNUZ’ diye sesleniyor gibi!

Bugün kaçımız, -dünyayı bir yana bırakın- ülkemizin gidişatından kaygılı değil?

Kaçımız, -bırakın hedef 2023 hayallerini!- birkaç ay sonrasına umutla bakabiliyor?

Büyük bir çoğunluğumuz, kaygı ve korku ile izliyor..

Sizi bilmem ama ben bazen çaresizlik girdabında hayli umutsuzluğa kapılmıyor da değilim!

O karamsar duygulardan uzaklaşmak istiyorum, ama ülkemizin rotasının hızla bir bilinmez kör kuyuya doğru gittiğine tanık oldukça daha da artıyor karamsarlığım..

Ama biliyorum geçici bunlar!

Bir ses, bana yeniden umut aşılıyor, umudunu yitirme diye sesleniyor.!

O sesin; ‘Bırak bu karamsarlıkları, dağıt umutsuzluk bulutlarını, geleceğe dair güzel şeyler düşün!’ diye yükselmesiyle yeniden umutlanıyor, umudumu yeniden kazanmaya çalışıyorum.

Ama kör kuyundan yükselen anlamsız sesler korkutuyor..

Ama yine de bir umut diyorum.. (hangimiz demiyor ki!)

İnsan umutsuz yaşayabilir mi?

Yaşasa da nereye kadar?

Bu ve buna benzer bir çok cümle dolaşıyor, şu küçücük beynimin dalgalarında..

Hani derler;

‘Umutlarını yitirenler, her şeyini kaybederler!’ 

İçimdeki o umudu bir volkan gibi yeniden harekete geçirmek için;

‘Güzel günler göreceğiz çocuklar, güzel günler’ diye seslenen Nazım Usta’ya ve  ‘Diren aşk ile.. Diren umut ile..’ diyen Ahmed Arif’e de kulak vermeye çalışıyorum..

Ve içimdeki ‘umut’ denilen çocuğu herşeye rağmen büyütmek için..

Çünkü insanlık tarihi, umutsuzluk ve karamsarlık bulutlarına teslim olmamış halkların destanlarıyla.. Tarih kitapları da, onların bu direnişlerini yazarak, geleceğe yön veren önemli mihenk taşları ile doludur.

Kaldırın başlarınızı, kaldırın da Ortadoğu’ya bir bakın!

Ne görüyorsunuz?

Umudunu ve hayalini yitirenler, bugün ne haldeler!

Öyle uzaklara gitmeyin..7 Haziran’dan bu yana yaşananları gözünüzün önüne getirin yeter!

***

Şu an başımıza çöreklenen, geleceğimizi bir hayal ve rüya uğruna karartmayı aklına koymuş, bile bile ülkeyi ateş çemberi içine atmayı ‘Yeni Türkiye’ masallarıyla süsleyenlerin sesinin gür çıkıyor olması, sizi korkutmasın, karamsarlığa sürüklemesin!

Bu ülke, ne badireler atlattı!

Ne çaresiz günler yaşadı!

Nice korku çemberleri içine sürüklendi!

Nice baskı dolu, umutsuz ve karamsar günlerin içinden geçti!

Asla hiç birinde de umudunu yitirmedi, karamsarlığa teslim olmadı..

Emin olun, bu kez de teslim olmayacak!

Sizi bilmem, ama ben asla umudumu yitirmedim!

***

Yaşanan tüm bu tabloya bakıp da,  umutsuzluğa, karamsarlığa ve yılgınlığa kapılmayın, ve asla da umudunuzu yitirmeyin!

Biliyoruz, yine de son günlerde yaşananlarla benliğimiz, kimliğimiz ve daha önemlisi de hafızamız darmadağın olduğu gerçeğini göremiyoruz..

Kimin eli, kimin cebinde doğru dürüst bilemiyor/göremiyor, hatta öğrenemiyoruz.

Aslında haberimiz de yok değil!

Ama duyarsızlığımız, vurdumduymazlığımız, adamsendeciliğimiz, ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ kolaycılığımız sonucu, kabullenmiş gibi davranıyoruz, o kadar..

Bugün yaşadıklarımızın birçoğu da, bunun acı bir sonucu değil mi, aslında?

Kısacası; ‘Saldım çayıra, Mevlam kayıra’ diye, her şeyi gidişatına bıraktık/bırakmak kolayımıza geldi, nedense..

Ne dersiniz, yanılıyor muyuz?



966 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DEĞİŞİME DİRENEN(LER) HEP KAYBEDER! - 13/06/2017
Sizce değişim nedir? Değişim denilince, aklınıza bulunduğunuz durumdan farklı bir konuma yönelmek mi , yoksa başka bir deyimle 360 derece değişmek mi gelir.
TÜRKİYE'DE AYDIN OLMAK ve UĞUR MUMCU - 22/01/2017
Türkiye’de aydın olmak, hele de yazar olmak.. Daha doğrusu düşünüyor olmak çok zor ve tehlikelidir.. Hele de son günlerde nasıl zor olduğu daha net görüldü..
‘NESLİ TÜKENMİŞ KELAYNAK KUŞLARI’ GİBİYİZ! - 08/01/2017
Hasbelkader yerel ölçekte yazmaya çalışan bizim gibi yazar taifesi (onca yazarın çizerin bol olduğu bir kentte bizi de yazar takımına dahil ederlerse) olarak, doluya boşa yazarız.
YİNE FACİA..YİNE ACI VE GÖZYAŞI! - 01/12/2016
Hani bizim camiada yazı karalayanlar arasında bir genel anlayış vardır:
‘SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK’ DEĞİLİZ, HİÇ BİRİMİZ! - 17/11/2016
Sizce, insan kendi kendini aldatabilir mi? Zaman zaman kendi iç dünyamda bir yolculuğa çıkar, adeta kendimi bir savcı titizliğiyle sorgulamaya, yargılamaya çalışır ve kendime hep bu soruyu sorarım.
HAYATIMIZ OLDU TELE-VOLE! - 16/11/2016
Son yıllarda özellikle de özel televizyonların hayatımıza girmesiyle birlikte adeta ‘televole toplumu’ olduğumuz gerçeğini görmezden gelemeyiz.
SAHİ, HAYATIN RENGİ VAR MIDIR? - 15/11/2016
Neyse konuyu iyice dağıtmadan, saadete yani asıl konumuza gelelim. Biliyorum, havaların hayli soğuyacağı ve giderek de çekilmez bir hal alan şu günlerde böyle sıkıcı konular da çekilmez ya!..
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR '12 EYLÜL' ANISI... - 12/09/2016
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR 12 EYLÜL ANISI... Bugün 12 Eylül.. Binlerce yurdum insanının zindanlara doldurulduğu, onlarca hatta yüzlerce insanımızın işkencelerle öldürüldüğü, henüz 17 yaşında olan Erdal Eren’in yaşı büyütülerek darağacına çekildiği,...
ORTADOĞU'DA KUYUYA TAŞI KİM ATMIŞTI? - 10/07/2016
Son günlerde sınır komşumuz, (hoş, iktidarın dış politikası sonucu ortada komşumuz diyebileceğimiz bir ülkede kalmadı ya) Suriye ve Irak’taki sıcak gelişmeler nedeniyle hızla büyük bir karamsarlık dehlizine doğru sürüklendik/sürükleniyoruz.
 Devamı

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI