Nihat KARALAR
bsgmedya@hotmail.com
ÜLKEMİZDE BASIN NE KADAR ÖZGÜR?
03/05/2016 Bugün 3 Mayıs.. Yani Dünya Basın Özgürlüğü Günü.. Ve 3 Mayıs 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kabul edildi. Yani 22 yıl önce Bağımsız ve özgür basının desteklenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler'in 20 Aralık 1993'te aldığı kararla her yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. Ve hiç kuşkusuz, Basın Özgürlüğü denilince hemen akıllara; ülkemizde basının özgür olup olmadığı sorusu geliyor. Sahi, ülkemizde basın gerçekten özgür mü? Ya da özgür ise ne kadar özgür? Bu gibi bir çok soruyu sorabiliriz.. Ama sonuçta vereceğimiz tüm yanıtların Türkiye’de basının özgür olmadığı gerçeğine çıktığını göreceğiz. Yani sorulara yanıt bulmak için öyle kafamızı yormaya, beynimizi zorlamaya hiç gerek yoktur. Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor! *** Yapılan araştırmalar, hazırlanan raporlar ve geldiğimiz noktaya bakıldığında hepsi Türkiye’nin basın özgürlüğü kategorisi’nde karnesinin kırıklarla dolu olduğunu görürüz. Şöyle ki; her yıl ülkelerin basın özgürlüğünü inceleyen Freedom House, 2014 raporunda Türkiye 'yi son 15 yıldır ilk kez "kısmen özgür ülkeler"den "özgür olmayan ülkeler" kategorisine düşürdü. (2015’e gelindiğinde ise kategorideki yerimiz giderek düştüğüne tanık oluyoruz.) *** 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü demişken, öncelikle bu konuda yaptığı çalışmalarla bilinen Freedom House adlı kuruluşun raporlarına göz atmamız gerekiyor. Ve 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün, ülkemizde bu yıl da buruk karşılandığını/kutlandığını söyleyebiliriz. Çünkü karışımızda Türkiye’nin uluslararası kuruluşlar tarafından son yıllardaki sansür ve baskı politikaları nedeniyle basın özgürlüğünde dünyanın en kötü sicile sahip ülkelerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki; İktidarı eleştirdiği için onlarca gazetecinin hapse atıldığı, yüzlercesinin işsiz kaldığı, binlercesinin tazminat davalarına muhatap olduğu Türkiye’de sosyal medya üzerinden hükümeti eleştirmek dahi cezalandırıldığı bir süreçten geçiyoruz. *** Ülkemizde basının ne kadar özgür olup olmadığını daha net görebilmek için, uluslar arası kuruluşların bu konudaki raporlarına göz atmayı sürdürelim: *** FREEDOM HOUSE: EN HIZLI GERİLEYEN 3'ÜNCÜ ÜLKE Basın özgürlüğü konusunda çalışmalar yapan ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, yayınladığı yıllık raporunda Türkiye'yi geçen yıl olduğu gibi yine 'basının özgür olmadığı ülkeler' arasında gösterdi. Türkiye'nin son beş yılda Tayland ve Ekvador'un ardından basın özgürlüğünde en hızlı gerileyen üçüncü ülke olduğuna vurgu yapan raporda, dünya genelinde basın özgürlüğünün keskin bir biçimde azaldığına da dikkat çekildi. Türkiye'nin 2009'dan bu yana basın özgürlüğünde 11 puan, geçen yıldan bu yana da 3 puan aşağı düştüğü belirtilen raporda, basın özgürlüğü derecelendirmesinde en kötü puan olan 100 üzerinden, Türkiye'nin notu 65 olarak açıklandı. *** Freedom House raporunda şu dikkat çekici ifadelere yer verildi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl siyasi gücünü pekiştirdi ancak demokratik çoğulculuğa karşı, keskin ve saldırgan bir kampanya yürüttü. Medya patronlarından açıkça sansür uygulamalarını, kendisini eleştiren gazetecileri işten atmalarını istedi. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına saygı duymadığını söyleyerek, gazetecileri tehdit etti, kadın gazetecileri azarladı.” *** LİBYA, UKRAYNA VE ZAMBİYA İLE AYNI GRUPTAYIZ.. O raporda öncelikle basın özgürlüğünün dünya genelinde de kötüleştiğini vurgulanırken, bunda da, Arap Baharının doğurduğu umutlara rağmen Mısır ile Ürdün’deki olumsuzluklar ve Libya, Türkiye, Ukrayna ve Zambiya’nın “kısmen özgür” ülkelerden “özgür olmayan” ülkeler kategorisine gerilemesinin etkili olduğu belirtiliyor. Rapora göre; ABD ’de Obama Yönetimi’nin baskılarıyla ulusal güvenlik haberlerine getirilen engeller, bu konulara eğilen gazetecilere karşı geliştirilen caydırma politikaları da başka bir faktör olarak öne çıktı. Freedom House tarafından yayınlanan yıllık raporda, 2014 yılında gazetecilerin tüm taraflardan yoğun baskı gördüğü kaydedildi. Raporun Proje Müdürü Jennifer Dunham, bakın ne diyor: “Hükümetler güvenlik ve terörle mücadele yasalarını eleştirel sesleri susturmak için bahane olarak kullandı, militan gruplar ve suç çeteleri de gazetecileri bastırmak için giderek küstahça taktikler kullanmaya başladı. Medya patronları ise haber içeriklerini kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarına hizmet etmesi amacıyla manipüle etmeye çalıştı“ *** Raporda göre; 199 ülkeden 63'ü “özgür“, 71'i “kısmen özgür“ ve 65'i de “özgür değil“ En iyi notu alan ülkeler Norveç, İsveç ve Belçika olarak sayılırken, en kötü sıralamada Belarus, Kırım, Küba, Ekvator Ginesi, Eritre, İran, Kuzey Kore, Suriye, Türkmenistan ve Özbekistan yer aldı. ABD ise geçen yıla kıyasla biraz daha düşük bir sırada yer aldı. Bunun nedeni olarak Ferguson'daki olaylar sırasında polisin gazetecilere kötü muamelesi gösterildi. Rusya, Suriye, Cezayir, Nijerya ve Etiyopya, gazeteciler için en zorlu koşullar olan ülkeler olarak nitelendirilirken, Tunus ise Arap ülkeleri arasında en iyi sırada yer aldı. *** YA TÜRKİYE? Türkiye ise 100 üzerinden 65 puanla "özgür değil" kategorisinde yer aldı. Sıralamada en iyi "0", en kötü "100" puan üzerinden değerlendiriliyor. Türkiye 2010-2012 yılları arasında basını 'kısmen özgür' ülkeler arasında yer alırken 2013-2014 yıllarında basını 'özgür olmayan' ülkeler arasında gösterildiği dikkat çekiyor. 2010'da Türkiye'nin puanı 54'tü. Raporda "Türk hükümetinin hem internet sitelerini bloke etme hem de MİT'in gözetleme gücünü artıran yasalar çıkardığına" dikkat çekiliyor. *** YANİ ÜLKEMİZDE BASIN ÖZGÜR DEĞİL.. Türk basınının yurtdışı merkezli bağımsız gazetecilik kuruluşları tarafından geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “Basını Özgür Olmayan Ülkeler” arasında gösterildiği görülüyor. Yine o rapora göre Türkiye basın özgülüğünde, Tayland ve Ekvador'un ardından en hızlı gerileyen üçüncü ülke oldu. Raporda Türkiye için ‘hükümetin saldırgan yeni yasal önlemler ve gözdağıyla muhaliflerin alanını daraltma yoluna girmesiyle medya ortamı giderek kötüleşti’ denildi. Bu birkaç cümle bile Türk basınının durumunu net olarak ortaya koyuyor. Dolayısıyla Türk basınının demokrasinin gereği olarak özgür olmadığı bir ortamda, ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından basını özgür olmayan ülkeler liginde kalmaya devam ettiği bir tabloda bizlerin bu günü kutlaması diye bir şey söz konusu olamaz. Tıpkı 10 Ocak’lar, 24 Temmuz’lar gibi 3 Mayıs da bizler için, kaybettiğimiz özgürlüklerimiz için bir mücadele günüdür. *** RSF: TÜRKİYE, 180 ÜLKE İÇİNDE 149'UNCU Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) ‘2015 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ raporuna göre ise Türkiye Nijer, Liberya, Zambiya, Mali ve Zimbabwe gibi ülkelerin gerisinde 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer aldı. RSF raporunda Türkiye’nin haber alma özgürlüğü, siber sansür ve yayın yasağı gibi alanlarda gerilediği kaydedildi. RSF, Türkiye’deki gerilemelere örnek olarak internet sansürünün ağırlık kazanması, eleştirel gazetecilerin işlerine son verilmesi ve haklarında davalar açılması ile bazı konularda getirilen yayın yasaklarını örnek gösterdi. *** YA BİA MEDYA GÖZLEM RAPORU NE DİYOR? Basın Özgürlüğü demişken bir de bu konudaki çalışmalarıyla bilinen Bağımsız İletişim Ağı’nın (BİA) çalışmaları da çarpıcı veriler sunuyor. Bağımsız İletişim Ağı (BİA)’nın Ocak-Şubat-Mart 2015 Medya Gözlem Raporuna göre; Türkiye; Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 149’uncu sıradadır. *** Bianet’te yayımlanan rapora göre; -Ocak Mart 2015 döneminde 6 gazeteci Terörle Mücadele Kanunu uyarınca 143 yıl hapis istemiyle yargılandı; iki yayın yasağı çıktı; akreditasyon her gün “istenmeyen” medyayı vurdu. -3 gazeteci ve 2 karikatürist Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretten ertelemeli 16 ay 20 gün hapis ve 21 bin TL para cezasına mahkûm edildi. -49 haber, 312 Twitter mesajı, Facebook, 3 haber sitesi, 2 gazeteci, 2 film, 1 kitap, 2 köşe yazısı, 1 resim sansüre uğradı. -AİHM, Türkiye’yi 2’si gazeteci 18 kişiye toplam 22 bin 983 avro (yaklaşık 64 bin 452 TL) tazminat ödemeye mahkûm etti. -RTÜK, Radyo ve TV’lere toplam 5.480.245 TL idari para cezası verdi. *** Bu kara tabloyu daha da uzatmak mümkün. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi, Görünen Köy Kılavuz istemiyor. *** SÖZÜN ÖZÜ: Her ne kadar geldiğimiz nokta, karşılaştığımız tablo; bizleri umutsuzluğa ve karamsarlığa sürüklese de, yine de umutsuz olmaya, karamsarlığa bürünmeye hiç gerek olmadığını düşünüyorum. Sahi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu? ‘Basın milletin müşterek sesidir” *** Bu duygularla; ülkemizde basının daha özgür, daha bağımsız olduğu, basın özgürlüğünün herhangi bir baskı ve sansüre uğramadığı, basın özgürlüğüne yönelik ihlallerin yaşanmadığı bir Türkiye dileğiyle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlu olsun diyoruz. (bsgmedya-801 Notları Arşivinden) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DEĞİŞİME DİRENEN(LER) HEP KAYBEDER! - 13/06/2017 |
Sizce değişim nedir? Değişim denilince, aklınıza bulunduğunuz durumdan farklı bir konuma yönelmek mi , yoksa başka bir deyimle 360 derece değişmek mi gelir. |
TÜRKİYE'DE AYDIN OLMAK ve UĞUR MUMCU - 22/01/2017 |
Türkiye’de aydın olmak, hele de yazar olmak.. Daha doğrusu düşünüyor olmak çok zor ve tehlikelidir.. Hele de son günlerde nasıl zor olduğu daha net görüldü.. |
‘NESLİ TÜKENMİŞ KELAYNAK KUŞLARI’ GİBİYİZ! - 08/01/2017 |
Hasbelkader yerel ölçekte yazmaya çalışan bizim gibi yazar taifesi (onca yazarın çizerin bol olduğu bir kentte bizi de yazar takımına dahil ederlerse) olarak, doluya boşa yazarız. |
YİNE FACİA..YİNE ACI VE GÖZYAŞI! - 01/12/2016 |
Hani bizim camiada yazı karalayanlar arasında bir genel anlayış vardır: |
‘SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK’ DEĞİLİZ, HİÇ BİRİMİZ! - 17/11/2016 |
Sizce, insan kendi kendini aldatabilir mi? Zaman zaman kendi iç dünyamda bir yolculuğa çıkar, adeta kendimi bir savcı titizliğiyle sorgulamaya, yargılamaya çalışır ve kendime hep bu soruyu sorarım. |
HAYATIMIZ OLDU TELE-VOLE! - 16/11/2016 |
Son yıllarda özellikle de özel televizyonların hayatımıza girmesiyle birlikte adeta ‘televole toplumu’ olduğumuz gerçeğini görmezden gelemeyiz. |
SAHİ, HAYATIN RENGİ VAR MIDIR? - 15/11/2016 |
Neyse konuyu iyice dağıtmadan, saadete yani asıl konumuza gelelim. Biliyorum, havaların hayli soğuyacağı ve giderek de çekilmez bir hal alan şu günlerde böyle sıkıcı konular da çekilmez ya!.. |
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR '12 EYLÜL' ANISI... - 12/09/2016 |
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR 12 EYLÜL ANISI... Bugün 12 Eylül.. Binlerce yurdum insanının zindanlara doldurulduğu, onlarca hatta yüzlerce insanımızın işkencelerle öldürüldüğü, henüz 17 yaşında olan Erdal Eren’in yaşı büyütülerek darağacına çekildiği,... |
ORTADOĞU'DA KUYUYA TAŞI KİM ATMIŞTI? - 10/07/2016 |
Son günlerde sınır komşumuz, (hoş, iktidarın dış politikası sonucu ortada komşumuz diyebileceğimiz bir ülkede kalmadı ya) Suriye ve Irak’taki sıcak gelişmeler nedeniyle hızla büyük bir karamsarlık dehlizine doğru sürüklendik/sürükleniyoruz. |
Devamı |